İki ayrı kutupta iki bambaşka bakış açısı yarıştı ve seçimin sonucunda sandıktan çıkan; 50 yıllık mücadeleyi ileriye taşımayı, onurla, bilinçle devlet olmayı, millet olmayı isteyen ve bunu yaparken de anavatan Türkiye ile ortak çıkarlar üzerinden Mavi Vatan düsturunda olmayı savunan aday kazandı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde geçen pazar ikinci turda kullanılan oyların yüzde 51.69'unu alarak Cumhurbaşkanı seçilen Ersin Tatar üzerinden verilen çok mesaj var.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Mesajlara geçmeden önce KKTC'deki süreçte alakayı hiç ihmal etmeyen Başkan Erdoğan ve Başkan Yardımcısı Fuat Oktay'ı kayıtlara geçelim. Ve seçim sürecinde bir aydan fazla adayı karış karış dolaşan MHP Milletvekili Ahmet Erbaş'ın gayretini de belirtip asıl konumuza dönelim. Öncelikle; bu seçimde bu sonuçların alınmasında 1974 Barış Harekâtı sonrasında Türkiye'den gelen göçmen nüfus ile kalbi Türkiye ile atan Kıbrıs Türkü'nün çok etkili olduğunu söylemek gerek. Yani; Mustafa Akıncı gibi seçim sürecinin başından itibaren kampanyasını Türkiye karşıtlığı üzerinden seçim kazanılmayacağı görülmüştür.
Bir başka önemli mesaj; seçim sürecinde Maraş'ın açılmasının KKTC halkı üzerinde çok önemli etkisi olmuştur. Maraş'ın açılmasıyla hem bölge halkının hem de esnafının yüzünün gülmesi beklentisi önemli katkı yapmıştır.
Aslında; en önemli husus KKTC'deki seçim sonuçlarının, bundan sonraki sürece nasıl etki edeceğidir. Özellikle son zamanlarda enerji konusu ve münhasır ekonomik bölge konularıyla gündeme gelen Doğu Akdeniz'de Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin başını çektiği Türkiye karşıtı blok, Türkiye ve KKTC'nin artık tek ses-tek yürek-tek söylem-tek eylem birliğini görecek ve bölgede Türkiye'nin ve KKTC'nin çıkarlarının aynı bakış açısıyla yönetileceğini görecektir.
Sonuçlar ayrıca; Kıbrıs müzakerelerinin nasıl devam edeceğinin de ipuçlarını veriyor. Mustafa Akıncı, 2015'te Kıbrıs sorununu bitireceğini söyleyerek ve federasyon tezi üzerinden bir kampanya yürütmüştü. Ancak; 50 yıldır devam eden görüşmeler en son Crans Montana'da Rum tarafının masadan kalkmasıyla yine son buldu. Bundan sonra yapılacak görüşmelerde masada artık; iki bölgeli-iki toplumluiki kurucu devletin eşit egemen statüsünün olacağı-Türk askerinin görevinin başında kalacağı-Türkiye'nin fiili ve etkin garantisinin devam edeceği-herhangi bir toprak ve mülkiyet konusunda tavizin verilmediği bir yönde ilerleyeceği kesindir. Çiçeği burnunda Cumhurbaşkanı Ersin Tatar hem kampanyasını bu zemine oturttu hem de bundan sonraki yol haritasının böyle olacağını çok açık ifade etti.
Bu kapsamda; Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye ile izlediği ortak dış politika ile uyumlu adımlar atacak ve Türkiye'nin bugüne kadar yapmak zorunda kaldığı tekrar tekrar dönüp ardına bakmasına gerek bırakmayacaktır. Zira; Mustafa Akıncı'nın seçildiği ilk günden bu yana "Yavru Vatan değiliz" söylemi, Türkiye'nin yaptığı haklı ve yasal dış operasyonlara atıflar yaparak gündemde kalmaya çalışması ve Türkiye karşıtı söylemleri arşiv sayfalarındaki yerini koruyacaktır. Yeni Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise, hem seçim çalışmalarında hem seçim konuşmalarında ve Başbakanlık yaptığı tüm dönemde; Anavatan Türkiye ile beraber varlıklarını devam ettireceklerini söyledi, söylemeye devam ediyor. Sözün özü; bundan sonra KKTC ile Türkiye el ele, gönül gönüle, kader birliği içinde hem iki ayrı devlet olarak hem tek millet olarak, bölgedeki gücünü her geçen gün daha da istikrarlı şekilde artıracaktır.