Bir yanda Karadeniz'de yeni doğalgaz rezervleri müjdesi veren Başkan Erdoğan, diğer yanda hiç bir gerekçe olmadığı halde bir yerden düğmeye basılmış gibi "erken seçim olsun" diyen Kemal Kılıçdaroğlu! Ana muhalefetin lideri hala şunu anlamamakta ısrar ediyor: Artık ne dünya düzeni eskiye benziyor ne de Türkiye eski Türkiye değil. Doğal kaynaklarını bir yerlerden icazet almadan, bir yerlere peşkeş çekmeden yerli ve milli değerlerine katmaya devam eden bir Türkiye var. Eski Türkiye özleminde olan tek alan siyaset değil ne yazık ki. Eski Türkiye'nin vesayet odakları bir bir yok edildi son 20 yıl içinde. Artık tek söz milletin ve milletin vekil kıldığı siyasetin, siyasetçinin. Bir dönem vesayetin sarsılmaz temsilcilerinden Anayasa Mahkemesi üyeleri eliyle yeniden hortlatılmaya çalışılan eski Türkiye özlemlerinin artık ne millette ne siyasette karşılığı olmadığı son olayla bir kez daha görüldü: "Anayasa Mahkemesi'nin ışıkları yanıyor" metaforuyla darbe şakşakçılarına mesaj gönderen AYM üyesi, asıl şamarı milletten gelen tepkiyle yedi. Dönüşüm ve değişim doğanın da kanunu bir yerde.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Bütün bunlar olurken dünyada ve her alanda olduğu gibi değişim ve dönüşümün elle tutulur olduğu alanlardan biri de tarım. Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemiyle birlikte gıdanın, tarımın önemi yeniden keşfedilirken dijitalleşen, teknolojiyle harmanlanan tarımın önemi de daha iyi anlaşıldı. 2030'da dünya nüfusunun yüzde 60'ının şehirlerde yaşayacağı öngörüldüğüne göre tarımda sürdürülebilirliğin çok daha öne çıkacağı da ortada. Turkuvaz Medya ve Para Dergisi'nin Tarım ve Orman Bakanlığı himayelerinde İzmir'de düzenlediği ve "Önümüzdeki 10 Yılda Tarımın Geleceği" konulu zirvede Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin anlattıkları, dönüşümün sürdürülebilirliğinin boyutlarını çok daha net ortaya koydu. Türkiye nüfusunun yüzde 18'i yani beşte biri tarım sektörüyle ilgili işlerde çalışıyor ve soframıza gelen gıdaların yolunun da buradan geçtiğini düşündüğümüzde tarımın hayatiyeti ortada. Ölçek ve çeşitlilik açısından Türkiye dünyanın lider ülkelerinden ve bu avantajı teknolojiyle birleştirdiğinde çok büyük bir potansiyel söz konusu. Nitekim; Bakan Pakdemirli'nin verdiği rakamlar bu avantajın iyi kullanıldığını da gösteriyor; 2019'da Türkiye Avrupa'da Fransa'nın önüne geçip birinci oldu.
Türkiye tarımda büyürken gıda güvenliğini de ihmal etmiyor, sağlıklı tarım ürünleri üretip kendine yeten ve bu konuda güçlü altyapısı olan bir ülke haline geldi. Gıda israfı, geri dönüşüm ve atık konusunda özellikle Başkan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın bizzat başlattığı ve titizlikle takip ettiği kampanyaların çok önemli katkı yaptığı ve kamuoyunda farkındalığı çok artırdığı da bir gerçek. Bakan Pakdemirli ile sohbetimizde söylediği şu iki cümle, yeni dönemin tarıma yönelik bakış açısını da özetliyor:
"Üreticiyi koruyup tüketiciyi kolluyor, aynı zamanda iç kârlılıkları gözetiyoruz."
"Destek bizden, gayret sizden, bereket Allah'tan."