Kasımda yapılacak ABD Başkanlık seçimleri için rakibi Trump'ın korona olması ile süreçte avantajlı mı dezavantajlı mı olduğu henüz belli olmayan Başkan adayı Joe Biden'ın, Türkiye'ye pek de dostane bakmadığı bir sır değil. Dün, gazetemiz SABAH'ta Nazif Karaman imzalı özel haberde; firari Can Dündar ile ilgili detaylar, Biden ile Can Dündar ve oğlu Ege Dündar arasındaki FETÖ-15 Temmuz bağlantısını da hatırlatmayı şart koştu; FETÖ'nün firari gazetecilerinden Adem Yavuz Arslan ve diğer firariler arasındaki ByLock yazışmalarında, MİT TIR'ları haberiyle ilgili yargılanan Can Dündar'a FETÖ terör örgütünün ne kadar destek verdiğinin ortaya çıktığını hatırlatmakta fayda var. 1 Ocak 2016 tarihli yazışmalarda; Can Dündar'ın yazılarının ve haberlerin örgüt elemanları tarafından daha fazla paylaşılması salık veriliyor.
Ege Dündar ve Joe Biden arasında 22 Ocak 2016 yılında İstanbul'da bir otelde gerçekleşen görüşmeye dair hafızalarımızı tazelersek; o dönemki ABD Başkanı Obama'nın yardımcısı olan Joe Biden'ın İstanbul ve Ankara ziyaretinin epey ses getirdiğini hatırlarız. Başkan Erdoğan'ın Suriye başta olmak üzere bölgede izlediği bağımsız dış politika adımları ve kararlılığını sert sözlerle eleştiren Biden, Türkiye'yi NATO üyeliğinden çıkarmakla bile tehdit etmişti. Dönemin Başbakanı ile yaptığı görüşmede terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD'yi terör örgütü olarak görmedikleri ve hatta "PYD, ABD'nin kara gücüdür" sözleri hayli kriz yaratmıştı. Bunlar buzdağının görünen yüzü iken; Biden'ın Neo Liberal ve PKK sempatizanı gazetecilerin de bulunduğu bir grup medya mensubu ve partilerle yaptığı ve "yazılmamak" kaydıyla gerçekleşen görüşmede, ağzındaki baklanın geri kalanını çıkarmıştı. O görüşmede bulunan gazetecilerden birinin aktardığına göre; "ABD yönetiminde, Erdoğan ve Türkiye'nin tutumuna karşı rahatsızlık had safhada idi. Bu gidişatın sonuçları olacağı konusunda muhataplarına ciddi uyarıları olmuştu. Türkiye'yi NATO'dan çıkarma tehdidi de masada idi."
Peki perde gerisinde daha neler vardı? Onları da FETÖ mensuplarının, kendi aralarında yaptıkları ByLock yazışmalarında birbirleriyle paylaştıkları bilgilerden öğreniyoruz. FETÖ'cü Mustafa Duman'ın, kimliği belirlenemeyen bir başka ByLock kullanıcısı FETÖ'cü ile yaptığı yazışmalarda Biden'ın ziyareti ile ilgili şöyle denmiş: "Biden, AK Parti'yi uyarmaya gelmiş. Diplomasi çevrelerinde temel kural bellidir; ABD'den üst düzey ziyaret varsa, vermeye değil almaya gelinir. Suriye'de kendi başına müdahale etme, PYD-YPG'yi hedef alıp bizim Kürt koridorumuzu baltalama, Irak'ta bizden habersiz inisiyatif almaya kalkma, Musul-Kerkük bizim kırmızı çizgimiz, buralarda at koşturma. Güneydoğu ve Kandil'e operasyonları durdur, çözüm masasına otur, PKK ne istiyorsa ver. CHP ve HDP ile de oturup Türk'süz anayasa yap. Bölgede İsrail ne diyorsa yap. Biden, tüm bunları isterken çok sert tehditler de savurdu."
Yine FETÖ'cüler Nurullah Çimen ve Zafer Çınar arasındaki ByLock yazışmalarında, Biden'ın ziyaretine tarihsel bir anlam da yüklendiği görülüyor: "Önümüzdeki yıllar Türkiye'den bahsederken Biden öncesi ve Biden sonrası gibi terimler kullanılabilir. Neden mi? Her devrin süper gücü ABD, planları olgunlaşınca ikna etmek ve riskleri minimalize etmek için uygulama sahasını ziyaret eder. Biz, bunun örneğini yakın tarihimizde yaşamıştık!" ABD'nin tehditlerine boyun eğmeyen Türkiye üzerine ne planları olduğuna dair bu ziyareti takip eden yakın zamanda 15 Temmuz FETÖ'cü darbe kalkışmasının gerçekleşmesi de manidar!
ABD'nin Başkan adayı Biden'ın, 2016 Ocak ayındaki İstanbul ziyaretinde özel olarak görüştüğü isimlerden biri de, firari Can Dündar'ın oğlu Ege Dündar idi. Bu görüşme sonrasında Ege Dündar, yaptığı açıklamada Biden'ın kendisine; "Çok cesur bir baban var, onunla gurur duymalısın" diyerek desteğini bildirdiğini söylemişti. Fakat; Biden ile Dündar arasındaki görüşmede sadece Can Dündar'ın ne kadar cesur olduğunun değil, TSK içindeki hareketlenmenin de konuşulduğu; yine FETÖ'cülerin kendi aralarındaki ByLock yazışmalarından anlaşılmıştı.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'den sonraki liderler arasında gösterilen 4 gruptan birinin lideri olan Barbaros Kocakurt ile FETÖ'cü gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın kurucularından Rıdvan Kızıltepe arasında 2 Şubat 2016 tarihinde geçen ByLock yazışmalarında 15 Temmuz'un ayak izleri de deşifre olmuştu adeta. Unutmadan ekleyelim; Barbaros Kocakurt, FETÖ'nün çıkış yeri İzmir'de Yamanlar Koleji'nin Mütevelli Heyet üyesi ve Fetullah Gülen'in yıllar önce Papa ile yaptığı görüşmede yanında bulunan birkaç kişiden biri olduğu, bununla birlikte illegal örgüt içinde son 30 yılın en önemli isimlerinden biri, mahrem imamlar üstü bir isim olması ve Mustafa Özcan'ın karşısında Fetullah Gülen sonrası liderlik için ismi geçen bir kişi olduğunu söyleyelim. 2017'de ortaya çıkan ByLock yazışmalarında; Barbaros Kocakurt Rıdvan Kızıltepe'ye, Biden'ın Ege Dündar'ı TSK içindeki FETÖ'cü yapının Erdoğan rahatsızlığıyla ilgili bilgilendirdiği ve hatta "TSK tarafından olumsuz kokular geliyor" dediğini belirtmişti. 15 Temmuz darbe kalkışmasından 5 ay önce gerçekleşen bu yazışmalardaki darbe izleri şöyle deşifre olmuştu:
"-Biden, Can Dündar'ın oğluna; bu adam bizi pek dinlemiyor ama TSK tarafından kokular geliyor diye bir cümle sarfetmiş.
-Kim bu adam?
-Obama'nın yardımcısı.
-Ne kokusu? Olumlu mu olumsuz mu?
-Hareket var manasında kullanmış. Rahatsızlıkları var manasında. Hareket edebilirler gibi yani..."