Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞEBNEM BURSALI

Yeni müjdelerin eli kulağında...

Türk ekonomisini rehin alma operasyonlarına artık geçit verilmiyor özellikle son 2 yıldır. Çünkü; tefeci ekonomi dönemi bitti.
Gerçi birileri bu durumdan çok rahatsız olduğunu sıklıkla gündeme getiriyor ama; sıcak para ve dövize muhtaç ekonomi, işsizliğin yüzde 25'lerde olmasını arzu eden malum çevreler var.
Dışarıdan kaynaklanan küçüklü büyüklü finansal saldırılarda hükümete ve ekonomi yönetimine:
"Faizi yükseltin" çağrısı ve baskılarını kim ve kimler yapıyorsa; bu kişi ve kurumlar malum. Geleneksel ekonomi politikalarının artık sona erdiği ve artık kendi kendine yeten ve tamamen milli ekonomi politikalarının hakim olduğu bir süreç yaşıyoruz.
Nitekim; son 2 yıldır eğer ekonomide sessiz ama etkili stratejik ve büyük devrimler, dönüşümler yapılmıyor olsaydı; hem finansal her saldırıda hem de dünya devi ülkelerin bile başedemediği pandemi sürecinde ekonomi duvara toslar, sosyal patlama kaçınılmaz olurdu.
Ama; bırakın pandemi ile en doğru ve etkin mücadeleyi, bırakın ekonomimizi dengede tutmayı, bırakın 100 milyar dolar fonlanan özel sektör ve ihtiyaç sahiplerini; İngiltere ve ABD gibi ülkelere yardım yapan bir Türkiye'den ve Türk ekonomisinden söz ediyoruz artık.
Hele ki; Karadeniz'deki doğalgaz keşfi ve 2023'e kadar bu doğalgazın sanayide ve evlerde kullanılmaya başlayacağını da hatırladığımızda; bundan sonra Türkiye'yi artık kimsenin tutamayacağı günler çok uzak değil. 1.9 milyar varil petrol eşdeğerindeki 320 milyar metre küp doğalgaz keşfi sadece bir başlangıç. Her ne kadar; bu keşfin başından sonuna kadar en büyük kahramanlarından Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak çok mütevazı bir açıklama yapsa da; kulislere baktığımızda; bu ayın sonlarına doğru yeni bir müjdeye hazırlıklı olmalıyız...
Aynı bölgede 2 katman daha olduğunu biliyoruz. Muazzam bir havza yakalandı ve bize fısıldanan söyleyişi sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğiz; "Hamsi mi yakaladın, köpekbalığı mı diye sorsalar şöyle diyebiliriz:
Balina yakaladık, balina!.."
Yıllık ithalatın ve cari açığın her yıl 40 ila 50 milyar liralık bölümünün enerji olduğunu düşündüğümüzde; bu müjdenin ve balinanın ne anlama geldiğini daha iyi anlayabiliyoruz. Bu gelişmenin sadece ekonomik anlamı yok, tam bağımsızlığın da en büyük anahtarı. Bir anlamda bağımlı ve zorunlu olduğumuz enerji ithalatından zamanla kurtulmak demek, Türkiye'nin atacağı ve alacağı her kararda daha bağımsız olması da demek...
Doğalgaz anlaşmalarının kontrat süreleri 2021 yılından itibaren dolmaya başladığı ve Karadeniz'deki bu keşiflerin tam da zamanında Türkiye'nin elini rahatlattığını kayda geçirelim. Bu haliyle (sadece keşifte) bile; pazarlık gücümüz arttı. 2021 sonuna kadar süresi dolacak olan 16 milyar metreküp doğalgaz alım kontratını yenilemek için daha rekabetçi fiyatlar ve daha esnek kontratlar yapabileceğimiz dönem başladı bile. Yani; bundan sonra muhataplarımıza "fiyatta ve şartlarda anlaşamıyorsak senden gaz almıyorum" diyebileceğimiz günler artık çok yakın.
Tefeci ekonomi düzenini yıkan yeni ekonomi anlayışı ile geçen yıl cari fazla verdik, bu yıl turizm gelirleri de eklendiğinde yine cari fazla vereceğiz. Bu yoldan ve hedeften geri dönüş yok artık. Sadece ekonomide değil, her alanda tam bağımsız bir Türkiye hedefinden söz ediyorum.
Ve; güzel günlerin, güzel müjdelerin beklentisiyle biz yoldan çok ama çok memnunuz...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA