Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞEBNEM BURSALI

Sizin tecavüzcünüz iyi!..

Çekirgenin sıçradığı kadar bile sıçrayamadılar. Allah'ın hakkı üçtür ama bu insan olan kimseye bırakın hak olmayı, zindan olması gereken tutumları, ellerine ayaklarına dolandı ve artık yüzlerine tokat gibi patlamanın çok ötesinde hem adalet karşısında hem vicdanlarda mahkum olacakları günler çok yakın.
Son iki gündür SABAH'ın manşetinden okudunuz; "HDP Mardin Milletvekili Tuma Çelik, bir kadına tecavüz etti. Bu da yetmedi tehdit ve baskı ile şikayetten vazgeçirmeye çalıştı. Bu da yetmedi kadın vekilleri Ebru Günay ve Pero Dündar başta olmak üzere mağdur kadının yardım istediği HDP'nin bütün ilgili ve yetkilileri de mücadeleden vazgeçmesi için baskı yaptı."
Buraya kadar olan gelişmelerle ilgili konu artık yargıda. Milletvekilliği dokunul- mazlığının ardına sığınarak her tür magandalığı, tecavüzü kendine hak gören bu adamla ilgili, yeni yasama yılında Meclis'in ilk görevlerinden biri dokunulmazlığını kaldırarak, yargılama sürecine yardımcı olmaktır. Konu artık yargıda olduğu için daha fazla bu konuda söz söylemek bize düşmez ama bize düşen bir kaç sözü söylemek icap eder.
Önce HDP'ye..
Terör örgütü PKK'nın siyasi sözcüsü olarak siyaset yapan HDP, örgütün kalleş saldırı ve misyonunu sahiplenmenin yanında, PKK'nın Kandil'e kaçırdığı reşit olmayan kızları sadece terörist olarak yetiştirmekle kalmayıp aynı zamanda çirkin emellerine alet ettiği politikalarına düz ovada, şehirde de sahip çıktığı, uygulamalı olarak ortaya çıkmıştır. Kadına şiddet, tecavüz, işkence ve tehditle ilgili lafta mangalda kül bırakmayan HDP'nin, yaratmaya çalıştığı algı ile uyguladığı gerçeklerin nasıl zıt olduğu ortaya çıkmıştır. Birlikte siyaset yaptıkları erkek vekilin mağdur ettiği kadın, kendilerinden yardım istediğinde bırakın yardımı, mağdureyi şikayetten vazgeçirmek için baskı yapacak kadar alçakça bir tavır ancak bu kadınların ikiyüzlülüğüyle uyuşacak bir tavır. Bunun ne siyasal ne ideolojik bir karşılığı olabilir. Vicdanları, değerleri körelten, insanlıktan nasibini almayanların karanlığından başka bir şey olamaz.
Bir başka sözüm; her fırsatta eli kanlı katil örgütlerini kollayan, bu örgütlerin siyasal temsilcileri üzerinden Türkiye'yi özgürlükler üzerinden mahkum etmeye çalışan Avrupa'ya, AB'ye, sözde demokrasi düşkünü ülkelere. Suçüstü yakalandınız, dejenerasyonunuz, ikiyüzlülüğünüz tescillendi.
Bir diğer sözüm; her fırsatta hükümeti, muhafazakarları kadın hakları üzerinden eleştiren, algı yaratmaya çalışan başta Sözcü, Halk TV, Cumhuriyet gibi medya kuruluşları ve belli kalem erbapları ve yorumculara ve özellikle kadın meslektaşlarıma. Bu olayın aynısını bırakın, en küçük bir benzerini AK Partili bir siyasetçi yapsaydı tepkiniz, kalemlerinize-sözlerinize nasıl yansırdı? Peki şimdi niye hiçbirinizden bir söz-kelam duymuyor, okumuyoruz? Bu taraftaki pek çok haber sitesi ve medya kuruluşu tecavüz gibi cinsiyeti, yaşı, dili, dini, ideolojisi olmayan bir iğrenç suça sessiz kalmak, en basit ifadeyle bu suça ortak olmak değil midir?
Bir sözüm de CHP, İP gibi partilerin genel başkanları ve parti sözcülerine, bu partilerde siyaset yapanlara. Sadece kadınlar da değil, erkeklere de. Emine Bulut cinayetinde olduğu gibi cinsiyet ayrımı olmaksızın tepki gösterilmesi gereken bu olayda neden kimse ağzını açmıyor, klavyelerini çalıştırmıyor? TBMM'nin basın odasını hemen her açıklama için kullanan sizler neden bu olayla ilgili tepkinizi açıklamak için orada değilsiniz?
Son sözüm de İnsan hakları dernekleri, meslek kuruluşları, belli sanatçılara, kadın kuruluşlarına. İstisnasız her birinizin ortalığı ayağa kaldırmanız gereken böyle bir iğrenç olayda neden susuyorsunuz? Dağda da, evde de, evin dışında da çocuğa-kadına her tür terörü mübah görenlere daha ne kadar sahip çıkacaksınız?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA