"Kovid-19 salgını hemen hemen tüm ülkelerin zaaf ve zayıflıklarını ortaya çıkarmış, temeli sağlam olmayan kırılgan haletleriyle çakıştırmıştır. Türkiye'de ise, sağlık-güvenlik ve ekonomi başta olmak üzere her alanda tarihi ve tesirli önlemler alınmış, salgına karşı muhkem, muteber ve müteyakkız ölçülerde direniş gerçekleşmiştir. İftihar etmek kadar doğal bir şey olmayacaktır.
Ancak; Türkiye'nin salgına yenilmesini, acıklı ve aciz duruma düşmesini bekleyen, dileyen hatta bu maksatla inceden faaliyetlerde bulunan çevrelerin varlığı esef ve hayret verici seviyededir. Bilhassa pek çok ülkeye yapılan tıbbi malzeme yardımlarını hazmedemeyen işgüzar ve işbirlikçi tavırları ibretlik düzeydedir. Sağlık altyapımızın güçlü, bu alandaki yönetim anlayışının güven verici olması, bazı gafilleri rahatsızlığa ve huzursuzluğa sevk etmektedir.
Türk milletine, Türkiye'ye muhabbet ve bağlılıklarını kaybetmiş zavallıların harmanda dane sayma, karanlıkta taş atma, samanlıkta iğne arama gayretleri, tiraji komik bir tablonun ana tonları olarak dikkat çekmektedir. Tahakkuku asla mümkün olmayan bir hayalin peşinde koşan müflis ve münafık siyaset temsilcileri, köhneliklerine aldırmadan Türkiye'yi kötü göstermenin derdindedir. CHP ile birlikte siyasi ve ideolojik akraba grupları böylesi bir çarpıklığın pençesindedir.
Türkiye'nin çarpıcı ve çapı geniş imrenilecek mücadelesini ahlaken tahlil etmeden, arsızca tenkide heveslenenler yanlışa gömülmekle kalmamışlar, Türk milletinin telinine de mahkum olmuşlardır. CHP zihniyeti yapılanı yıkmak, hakikati çiğnemek, var olanı yok etmek üzerine kurduğu muhalefet anlayışıyla tam bir garabet ve hezimete dümen kırmıştır. Aziz Atatürk'ün partisi, Türkiye'ye diş bileyen, Türk milletine dirsek çeviren ayıplı ve ahlaksız bir siyasetin uçurum dibine yuvarlanmıştır."
Bu sözler; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ait. Sorumlu muhalefet anlayışını, doğru yapılanı desteklemek, eksik olanı hatırlatmak, Türkiye ve Türk milleti yararına her olumlu adımı sonuna kadar yüreklendirmek düzlemine oturtan MHP lideri, İngiltere ve ABD gibi büyük ülkelerin, korona salgını sırasında karşılayamadıkları tıbbi malzeme ihtiyaçlarını uçaklar dolusu gönderen Türkiye'nin, devletiyle, milletiyle hükümetiyle nasıl büyük olduğunu böyle cömert sözlerle kayıtlara geçirirken hiçbir zaman "muhalefet partisiyim, olur olmaz her şeyi eleştiririm" komplekse girmeden; sorumluluk bilinciyle yaptığını bir kez daha ispatlamıştır.
Bir de CHP ve İP sözcülerine bakarsanız; ABD'ye gönderilen tıbbi yardım malzemelerini ve yapılan işi küçümseme yarışına girdiklerini görüyorsunuz. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz; Türkiye'nin bu adımının 'kötü imajını' temize çekmek amaçlı olduğu ancak; Türkiye ile ilgili algının değişmesinin hayal olduğunu! söylemekten kaçınmıyor. İP Uluslararası İlişkiler Başkanı Ahmet Kamil Erozan da; yapılan yardımların ABD'nin Türkiye'ye bakışını değiştirmeye yetmeyeceğini söylüyor.
Yazımın sonunda bu iki bakış açısının yorumunu size bırakmak isterim dostlar. Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç ile geçen gün yaptığımız görüşmede; yardım uçağı geldikten sonra hem ABD yönetiminin hem de Amerikan yazılı ve görsel medyasında Türkiye ile ilgili yapılan yorum ve açıklamaların, daha öncekilere kıyasla "siyah ve beyaz" kadar farklı olduğunu söylemişti. Sizce Bahçeli mi haklı, CHP-İP bakışı mı?