Doktor Özgür Koldaş ile korona süreciyle ilgili sohbet ederken çok güzel birkaç şey söyledi: "Önemli olan hayat sana ne diyor ona bakmalı. Belki sevdiklerine daha sıkı sarılmayı ya da ailenin her şey olduğunu unutmamanı anlatıyor. Geç kaldıklarına ise aslında geç kalmadığını anlatıyor."
Gerçekten de öyle değil mi? Hayatımızı öyle veya böyle yavaşlattığımızda daha fazla düşünmeye, daha fazla farkında olmaya başlamayan var mı? Es geçtiklerimizi ciddiye almaya, ihmal ettiklerimizi yeniden hayatımızın merkezine koymaya, daha çok sohbet edip daha çok farkına varmayan var mı? Bardağın dolu tarafından baktığınızda daha fazlasını da gördüğünüzü, yaşadığınızı ve hissettiğinizi anlıyorsunuz zaten. Bir de ramazan ayı başladı ki; hepimiz maneviyatımızı daha fazla hissederek bu ramazan ayını geçireceğiz inşallah.
Doktor Özgür Koldaş'ın, kulaklara küpe olacak bir başka sözünü daha paylaşmak isterim; "Hastalık size bulaşmayacak gibi davranmaya çalışmayın. Hastalık sizde zaten varmış da, başkasına bulaştırmayacakmış gibi davranmaya çalışın." Gerçekten de çok doğru. Öteki iyiyse ben de iyiyim diye de özetleyebiliriz bu süreci. Yani, tek başına iyi olmamız yetmez. Diğerlerinin de iyi olması lazım ki; kimseye (biz dahil) bulaşmasın.
Çok büyük bir bölümünü evlerde geçirdiğimiz günlerde yapmamız ve yapmamamız gerekenleri uzmanlardan dinliyoruz. Bir aydan fazladır hepimizin yemekle fazla haşır neşir olduğu bir gerçek. Neyse ki; ramazan ayı ile birlikte biraz daha düzene girecektir bundan sonra ama, yine de bir bilen olarak uzmanına sormak istedim. Prof. Dr. Oktay Banlı hocam, obezite konusunda Türkiye'nin en iyi uzmanlarından. Oktay Banlı Hoca; yaşam mücadelemizde odak noktamızın değiştiğini ancak; gün geçtikçe koronavirüs dışında yeni bir risk ile karşı karşıya olabileceğimize işaret edip; Karantina Obezitesi diye bir kavram ortaya attı. "Güçlü olalım derken obeziteyle koronavirüse yenik düşmeyelim" diye uyarıp şunları öneriyor:
"Sağlıklı karantina için gününüzü planlayın. Planlamak, stresi yönetmenizi sağlar. Bağışıklığınızın güçlü olması için sağlıklı beslenmenin yolu; bol sebze ve meyve, kepekli tahıllar, bitkisel ve hayvansal kaynaklı proteinler ve sağlıklı yağlar tüketmekten geçer. İftar sofrasında tabağınızı dörde bölün. 1. Bölüm sebze, 2. Bölüm tahıl, 3. Bölüm yüksek proteinli gıda (et, yumurta, kurubaklagil, balık, tavuk, yağlı tohumlar) ve 4. Bölüm de süt ürünlerinden (yoğurt, peynir, kefir) oluşsun.
Tüm yemeklerinizde zeytinyağı kullanın, en az 8-10 bardak su için. Bağışıklık sisteminizi C vitamini destekler, en güçlü silahımız bu dönemde C vitaminidir. Yemek yerken televizyon, bilgisayarınızı kapatın, her lokmanızı uzun uzun çiğneyin. Düzenli uyku, bağışıklık sistemini dengede tutacak en önemli silahınızdır. Evde hareketli olmak da mümkündür. Fiziksel aktivite için yaratıcı fikirler bulabilirsiniz. Pazartesi dans günü, salı sandalyede egzersiz, çarşamba televizyonda kardiyo gibi... Lütfen artık toparlanın ve karantina obezitesi ile mücadele edin. Unutmayın, biz bize yeteriz ve bunu da birlikte başaracağız.."