En başından beri söylüyoruz, yazıyoruz; Türkiye, küresel bir salgın ve sorun olan koronavirüs olayını çok yerinde ve erken tedbirlerle çok güzel yönetti, yönetmeye devam ediyor. Dünyayı saran bu hastalığın diğer ülkelerde geç harekete geçilmesi ile nasıl etkiler ve zararlar yarattığını hep birlikte izliyoruz, takip ediyoruz maalesef. Hem ölüm vakaları ve bununla birlikte sosyal, ekonomik travmalar lokal değil, küresel etkiler yaratıyor. Ancak; dediğim gibi Türkiye çok önceden aldığı önlemler ile bu krize karşı hazırlıklı olduğumuzu gösterdi.
Devletin her biriminin ve özel sektörün yapması gerekenler kadar, medya olarak bizlerin de sorumluluğu çok büyük bu süreçte. Sorumlu yayıncılık, bilgilendirici ve uyarıcı haberler öncelikli görevimiz. Bununla birlikte insanları korku ve paniğe sevk edecek haber dili ve yayınlardan da kaçınmak en doğrusu olacak. Bu arada, sosyal medya üzerinden kötü niyetli kişi ve kurumlar da boş durmuyor elbette. Buna karşı yapılması gereken tek şey; devlet tarafından yapılacak açıklamalar ve uzman hekimler tarafından söylenenler dışında hiçbir bilgi ve habere inanmamak olacaktır.
Bu küresel sorunun bir de ekonomi boyutu var elbette ve bugün Başkan Erdoğan'ın başkanlığında yapılacak Eşgüdüm Toplantısı'nın ardından yapacağı açıklamaların önemli bölümünün, ekonomiye yönelik iyileştirici kararlar olacağı bekleniyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, önceki gün bu konuda bir ön açıklama yaptı ve koronavirüs sebebiyle piyasalara olumsuz etkisinin giderileceği sözünü verdi. TOBB, DEİK, TİM, TESK, MÜSİAD, TÜSİAD gibi STK ve sektör temsilcilerinin talep ve bilgileri ışığında yapılan hazırlıklar, tüm sektörleri kapsayacak bir dizi ve destek önlemlerin hazırlanmasında çok önemli bir rehber oldu. Bakan Albayrak'ın dediği gibi; "Sorun küresel, mücadele ulusal" ve hükümetin çoklu yol haritaları belli.
Her bir kriz hali, kendi içinde ekonomiye zarar verecek pozisyonlar yaratabilir. Önemli olan gerekli önlemlerin zamanında alınması ve piyasanın toparlanma sürecinin kısa olması. Bundan önceki krizler sonrasındaki resesyonun 3 çeyrek ile 8 çeyrek sürmesi ve dünya ortalamasının 5 ila 6 çeyrek olduğu uzmanlar tarafından söyleniyor. Sevindirici olan; koronavirüs krizinin yarattığı etkinin toparlanma sürecinin 2 çeyrek olmasının beklenmesidir. Bu konuda Çin, en güzel örnek. Türkiye'ye gelecek olursak; faizlerin düşürülmesinin, petrol fiyatlarının düşmesinin ve enflasyonun düşük olmasının bu krizin atlatılmasında önemli katkısı olacaktır. Buna bir de bugün Başkan Erdoğan'ın açıklaması beklenen ilave kararlar da eklenince Türk ekonomisinin bu süreci en az zararla atlatması muhtemeldir.
Nedir bu açıklanması beklenen kararlar peki? Belli sektörler için vergi oranlarının düşürülmesi ve vergilerin ertelenmesi, SGK primlerinde düzenleme ve erteleme, şirketlerin kamuya ödemelerinde erteleme gibi bir dizi hem istihdam hem ödemelere yönelik işletmeleri rahatlatacak kararların alınması bekleniyor. Sözün özü; devlet ve hükümet son derece bilinçli ve kararlı şekilde gerekenleri yapıyor. Bizler de korku ve paniğe kapılmadan yapmamız gerekenleri yaparsak; çok kısa sürede zorlu günlerin üstesinden geleceğimiz kesin...