Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞEBNEM BURSALI

Cehennem geceden Cennet sabaha

15 Temmuz gecesi tam anlamıyla Çanakkale ruhunun yeniden dirilişidir. O gece, istiklal ve istikbalimiz için Türk milletinin neler yapabileceğini dost-düşman gördü. Öyle ki; yanında şehit olan arkadaşının elindeki Ay Yıldızlı bayrak yere düşmeden alıp, kendisi de şehadete yürüdü bu millet.
Cumhuriyet tarihi boyunca 3 darbe, onlarca darbe teşebbüsü ve post-modern darbe yaşadık ama hiçbiri 15 Temmuz kadar kalleşçe değildi. Bugüne kadar hiçbir darbe ve girişiminde silahın doğrultulduğu yer doğrudan polis-asker-güvenlik güçleri-sivil vatandaş değildi. O gece, halkın üzerine ateş açan, tankları sürenler; asker kılığına girmiş FETÖ'cü hainlerdi. Yoksa; Türk askeri hiçbir zaman kendi halkına silah doğrultmaz. Canı pahasına koruduğu vatanına, milletinin üzerine bomba atmaz. Ve bir başka büyük fark da; ilk defa bir darbe girişimine milletin topyekün sivil direnişiydi. Peki neden ve nasıl bunlar oldu diye soracak olursanız? Çünkü artık son 16 yıldır eski Türkiye alışkanlıkları ve ezberleri terk edilmişti. Güçlü lider, güçlü siyasi irade ve dönüşüm, zihinleri de dönüştürdü. Demokrasiye bağlılığı da güçlendirdi ve millet, vesayete ve darbeciye asla geçit vermedi. 15 Temmuz'un bir başka farkı da; ilk kez medyanın bugüne kadarki darbelerdeki kötü sicilini temize çıkarmasıydı. Önceki darbelere zemin hazırlama ve sonrasında meşruiyet kazandırma rolünü terkedip, sorgusuz sualsiz, nedensiz niçinsiz ve ideolojisiz olarak tarafını demokrasiden yana kullandı.
Tabii 15 Temmuz'u planlayan hainler bu dehşet geceye 1 günde hazırlanmadı. Gezi olaylarından itibaren 17-25 Aralık'ta denenen kargaşa ve darbe girişimleri sonuç vermeyince, en vurucu darbeyi indirmeyi göze aldılar. Başarsalardı; Suriye gibi, Mısır gibi bölünen, parçalanan, işgal edilecek topraklar üzerinde vatansız bırakacaklardı bu milleti. İşte bu yüzden bu hainlere geçit vermedi bu sefer bu millet. Ve; bir başka gücü ve motivasyonu daha vardı bu milletin. Şapkasını alıp giden değil, canıyla- kanıyla hatta ailesiyle hainlere göğsünü siper eden bir lider olarak, zulme kafa tutan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tek bir sözüyle meydanlarda, çıplak elleri, çıplak bedenleriyle karşı duracak gücü kendilerinde buldular. Yine; darbenin ilk anından itibaren direnen dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'ı da ve yine aynı şekilde darbeyi haber alır almaz hiç tereddütsüz seçilmiş hükümetin ve demokrasinin yanında olduklarını ilan eden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de bu destanın en önemli paydaşlarındandır.
Ama herşey bir yana; bu destanı yazan bizatihi Türk milletinin kendisidir. Yaşı, statüsü, cinsiyeti, ideolojisi ne olursa olsun; ilk andan itibaren vatanına, milletine, demokrasiye ve aslında geleceğine sahip çıktı bu millet. Ve işte bu yüzdendir ki; 15 Temmuz'a "kontrollü darbe" diyenlere, "tiyatro" diyerek küçümseyen, bu destanı yok sayan her kim ise bilin ki bizden değildir.
O gece cehennem geceden cennet sabaha uyandık çok şükür. Unutursak kanımız kurusun diye boşuna demiyoruz. Allah bir daha bu millete böyle bir acı yaşatmasın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA