Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞEBNEM BURSALI

Doğru ve doğrudan...

Dile kolay 17 yıldır tek başına iktidar AK Parti. Ve iktidarda olduğu bu dönemin dünyadaki karşılığını da düşünürseniz; gerçek bir dönüşümün yaşandığı, ülkelerin ve diplomasideki, enerji ve para dengelerinin alt üst olduğu bir dünya düzenini de görmeden olmaz. Yani; sadece bizim değil, dünyanın da değiştiği, dönüştüğü koskoca bir 17 yıldan söz ediyoruz.
Bu durum; AK Parti'nin sadece Türk siyasetinde değil, bölgesinde ve dünya siyasetinde dengeler noktasındaki ağırlığını da hatırlatıyor. Türk siyasetinin ve elbette küresel siyasetteki değişimlerin şekillenmesinde baş rol oynayan AK Parti, dünden daha fazla dikkatli olmak zorunda bu yüzden.
Ve, 15 Temmuz işgal ve darbe girişimi sonrasında vücut bulan ve 2023 Büyük Türkiye'nin inşası yolunda kararlılığı süren MHP'li Cumhur İttifakının varlığı da çok önemli. Temellerine ve hedeflerine bağlılığı itibarıyla birbirine çok benzeyen bu iki parti aynı zamanda, değişen ve dönüşen sosyoloji ve siyasete yönelik de politikalarını güncellemeyi biliyor.
Özellikle AK Parti ve Lideri Erdoğan'ın siyasal gücünün en büyük dayanağı; kendisini ve tabanını gelişen çağa ve gereksinimlere göre dönüştürebilmesidir.
Bütün bu dönüşümü yaparken, temellerine ve değerlerine, bu ülkenin varlık sebeplerine aykırı durum ve durumlar; "önce devlet ve millet" önceliğini değiştirmiyor elbette.
Suriye'deki gelişmeler, terörle mücadeledeki kararlılığımız adına Irak'ta yapılan operasyonlar, Doğu Akdeniz'de petrol üzerinden haklarımızı sonuna kadar korumamız, hava savunma sistemi S-400'lerde ABD'ye karşı sonuna kadar direnmemiz hep bu yüzden zaten... Bu ülkenin lideri olarak G-20 Zirvesi'nde dünya liderleri ile birebir görüşmelerinde de, arka kapı diplomasisinde de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin de, Başkan Erdoğan'ın da tek önceliği ve hedefi elbette; Türkiye'nin çıkarları, 82 milyonun güvenliği ve refahıdır elbette.
Bütün bunları hatırlatma sebebim;
23 Haziran'da İstanbul özelinde alınan sonucun; siyasetin geneline konsolide edilmeye zorlanmak istenmesindendir.
Elbette her seçimin kazansanız da kaybetseniz de bir sonucu ve alınacak dersi vardır. Tabloyu doğru okumak, seçmenin verdiği mesajı doğru yorumlamak ve bundan sonrasında oluşturulacak yeni yolda göz önünde tutmak, gücünüzü muhakkak pekiştirecektir. Ama; sandığın genel kuralları çerçevesinde hak ettiğinden fazla, hatta abartılı bir iltifat ve ceza, siyaset körlüğüne de sebep olacaktır.
Kalıplaşmış bir seçmen tercihinden ziyade, anlık bir tepki, anlaşılmamış bir gerekçeye karşı oluşmuş bir sonuçtan söz etmek mümkün. Bu tabloyu en doğru şekilde ortaya koyup, yol haritasını ona göre belirleyip ilerlemek dışında bir karşılığı yoktur 23 Haziran'ın. Bütün bunların yanında; biraz önce ardı ardına sıraladığım "devlet ve millet" önceliğini gerektiren bölgesel ve küresel konuları unutmamak gerekiyor. Bu sorunlar ortada dururken "sen-ben" çekişmesinin bu ülkenin "beka meselelerinin" önüne geçmesine izin verirseniz; ortada ne demokrasi ne yönetmek için yarıştığınız devlet kalmaz. Benden söylemesi...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA