Londra'da Gazze soykırımına sessiz kalmayan yüz binler defalarca gösteri yaptıkları hâlde İngiltere hiç tınmadı.
Tam aksine, İsrail'in çocukları öldürmesini seyretmeyi içine sindiremeyen dünyanın en fakir ülkesi Yemen'i bombalıyorlar.
E hani "demokrasinin beşiği" idiler. Halklarına kulak vermeleri gerekmez miydi? Kendi sokaklarının sesine neden bu denli sağır kesildiler
Diyeceksiniz ki, sokaklar kendilerinin ama bakalım İsrail vahşetini protesto edenler "kendilerinden" mi?
Zihniyet bakımından "kendilerinden" olmadıkları muhakkak. Lakin sanıldığının aksine, etnik bakımdan göçmen ve azınlıklardan ibaret değiller.
Bakınız, son anketlere göre Londra nüfusunun yüzde 53'ünü beyazlar oluşturuyor. Bunların da sadece yüzde 36'sı Britanyalı beyaz. Londra'nın merkezinde herhangi bir gün yürüyüş yapıldığında yarısından azı Avrupalı beyazlardan müteşekkildir. Halbuki daha geçen haftaki Filistin yürüyüşüne katılanların ancak yarısı azınlık gruplara mensuptu. Londra'nın demografik çeşitliliği göz önünde bulundurulduğunda, İsrail'in Gazze soykırımını protesto gösterilerine katılanların eşit oranda Avrupalı beyaz ve azınlık gruplardan ibaret olduğu ortaya çıkıyor.
***
Peki, İngiltere böyle de "uluslararası hukuku" dilinden düşürmeyen ABD "hukuka" ne kadar saygılı?
Bakınız, ABD'de 2002 yılında George Bush tarafından imzalanan "Amerikan Hizmet Görevlilerini Koruma Kanunu", ABD'nin taraf olmadığı herhangi bir uluslararası mahkemenin, ABD askeri personeli yahut seçilmiş ABD hükümet görevlilerini yargılamaya teşebbüs etmesi halinde, ABD'ye Hollanda'nın başkenti Lahey'i işgal etme hakkı tanıyor.
Kanunun (informal olarak) "Lahey'i İşgal Kanunu" şeklinde bilinmesinin nedeni, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Lahey'de bulunmasından kaynaklanıyor.
Rusya-Ukrayna savaşı bağlamında Uluslararası Ceza Mahkemesi, soykırım ve savaş suçları iddiasıyla geçtiğimiz yıl Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında tutuklama emri çıkarmıştı.
İmdi, Rusya da ABD'ye benzer şekilde "Rusya Hizmet Görevlilerini Koruma Kanunu" çıkarsa ve Uluslararası Ceza Mahkemesi Putin hakkında tutuklama kararı çıkardığı için Lahey'i işgal etmeye kalkışsa ne lazım gelir?
Kıyametler kopar değil mi?
Zira, öyle bir dünya ki, ABD yapınca "uluslararası hukuka" uyuyor ama aynı şeyi Rusya yapınca uymuyor!
***
İşbu dünya üç ayı aşkın süredir İsrail'in Gazze'de çocukları katletmesini seyrediyor.
Tövbeler olsun, seyretmiyor; İsrail'i alabildiğine destekliyorlar.
O kadar ki, "demokrasinin beşiği" İngiltere ile "uluslararası hukuk" şampiyonu ABD, Gazze'de on bini aşkın çocuk öldüren İsrail'in vahşetine seyirci kalmayıp İsrail'e giden gemilere engel olmaya çalışan Yemen'e birlikte saldırıyorlar.
Geçenlerde Belçika'nın Başbakan Yardımcısı Petra De Sutter, "Belçika öylece durup Gazze'de insanların olağanüstü derecede acı çekişini izleyemez. Soykırım tehdidine karşı hareket etmeliyiz. Belçika, Güney Afrika'yı izleyerek Uluslararası Adalet Divanı'nda aksiyon almalıdır. Bu öneriyi Belçika hükümetine sunacağım..." demişti.
Petra De Sutter, trans bir kadın...
Madem dilimin ucuna geldi, söyleyeyim: Keşke diyorum, ABD Başkanı Biden ve Birleşik Krallık Başbakanı Sunak, Gazze'deki soykırıma destek olacaklarına Sutter gibi trans olsalardı, belki onun kadar "adam" olurlardı...