Gazze'de çocuk katliamı yaparken kimsecikler İsrail'i rahatsız etmesin diye uçak gemileriyle Akdeniz'e çöken ABD'yi bir ülke hiç umursamadı.
İsrail'e "rahatsızlık" verdi, vermeye de devam edeceğini ilan etti.
Rahatsızlık da laf mı?
Siyonist rejimin Kızıldeniz'deki liman müdürünün (Gideon Golber) ifadesine göre, İsrail'in ticari faaliyetlerinin yüzde 85 azalmasına neden oldu.
Evet, Yemen'den söz ediyorum. Veysel Karani'den mülhem, görmeden sevenlerin ülkesinden. Yani, Ensarullah veya Husiler diye anılan Yemen'in kuzeyine hâkim Zeydi Müslümanlardan.
Gazze'de soykırım yapan İsrail ile Kızıldeniz üzerinden ticaret yapan gemileri hedefe koydukları için dev şirketler Kızıldeniz rotalarını iptal etmek zorunda kaldı.
Peki Yemen, dünya düzeninin patronu ABD'den korkmuyor mu?
Tamam, ben de biliyorum, ilk günden itibaren "ABD'den korkmuyoruz" diyorlar.
Ama yani neyine güveniyorlar?
Füze envanterine, insansız kamikaze deniz ve hava araçlarına mı?
ABD Patriotlarıyla korunan Suudi Arabistan'ın ünlü Aramco rafinerilerini balistik füzelerle vurmuşlardı. Kızıldeniz'e müdahale etmek bakımından jeostratejik avantajlarını da biliyorum...
Lakin, bütün bunlar "Yemen neyine güveniyor?" sorusuna cevap vermez.
Zira, ABD'nin silah gücüyle değil Yemen'in, bölgedeki hiçbir devletin silah gücünü kıyaslamaya aklı başında hiç kimse kalkışmaz. Jeostrateji derseniz, tüm bölge ABD üsleriyle kuşatılmış vaziyette, yine kıyas götürmez.
Gelgelelim, ABD koalisyon kurarak Kızıldeniz'e girdiği halde Yemen geri vites yapmadı, tutumunu daha da pekiştirdi.
Liderleri Abdülmelik el-Husi, Yemen'e askeri saldırı düzenlemesi durumunda Kızıldeniz'deki ABD savaş gemilerini hedef alacaklarını söyledi.
"Yemen neyine güveniyor?" sorusuna, Çin- ABD arasındaki ticaret rekabetinin vekâlet savaşları etrafında cevap bulmak da mümkün değil.
Her şeyden evvel Yemen'in tavrı gayet açık ve net. Sadece İsrail ile ticaret yapan gemileri hedef aldıklarını, Gazze'ye ilaç ve gıda yardımına engel olunmadığı takdirde bu eylemlerine son vereceklerini dile getirdiler.
Kaldı ki, Yemen Ensarullah hareketi, 7 yıl boyunca ABD ve İsrail'in vekilleriyle savaşmak zorunda bırakıldığı için artık Amerika ve İsrail'le doğrudan savaşmaya hazır olduklarını söylüyorlar.
Geldik yine aynı soruya: "Neyine güveniyorlar?" Tek kelimeyle cevap vereyim: Yoksunluklarına!
Ambargolarla altüst olabilecek serbest piyasaları yok. Kredi derecelendirme şirketlerinin notlarına bakan ekonomileri yok. Borsaları yok. Reel politik hesapları yok. Gelecek kaygıları yok. Lüks yaşam, refah vs. gibi hedefleri de yok. Yakılacak, bozguna uğratılacak donanmaları da yok.
Hülasa, vazgeçmeyi göze alamayacakları hiçbir şeyleri yok.
ABD'den neden korksunlar ki?