Varlık nedenlerini Erdoğan karşıtlığıyla kaim hale getirdikleri için muhakkak kazanmak zorundaydılar.
Kazanamayınca, varlıklarının anlamını da işte böyle acıklı şekilde kaybettiler.
Hiç lamı cimi yok; topyekûn muhalefetin yaşadığı trajedi budur.
Gayya kuyusuna düşmüşçesine derin bir anlam kaybının içine düştüler. O kadar ki "değişim" dâhil el attıkları her şey de anlamını yitirdi.
Şu hâle bakar mısınız:
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu perşembe günü "CHP diğer partiler gibi değildir. Herkesin aday olma hakkı vardır. Yarın Özgür Bey adaylığını açıklayacak..." diyor.
Yani, bir tek "Gel bakalım Özgür..." demediği kalmış!
Sonuç itibarıyla, CHP Grup Başkanı işbu Özgür Özel cuma günü tıpış tıpış adaylığını açıklıyor. İmamoğlu Ekrem de "Türkiye'nin değişimi için yola çıkan Özgür Özel ve yol arkadaşlarına başarılar diyorum..." demekle kalmıyor, bir de slogan atıyor: "Değişimin Yüzyılı. Yüzyılın Değişimi."
Hey Allah'ım ya!
Özgür Özel "tavşancılık" oynayacak, müşteri de bunu "Yüzyılın Değişimi" diye afiyetle yiyecek, öyle mi?
Ne o eski müşterileri kaldı ne de o eski heyecan, haberleri yok!
***
Eskiden müşteri kaybettiklerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a şappadak yüklenirler, piyasalarını hareketlendirirlerdi.***
Gelgelelim, "değişim" lakırdılarıyla "heyecan oluşturmak" şöyle dursun, işi Özgür Özel'e kadar düşürdüler.