Bunların ittifakını adamakıllı anlayabilmek için Haziran 2015 seçimlerinin ardından yaşananları hatırlamak lazım gelir.
Zira, ittifaklarının taşları 2015 seçimlerinin ardından döşendi.
Haziran 2015 seçimlerinde AK Parti yüzde 40.9 oy almıştı. Yine birinci parti olmuştu. Ne ki 258 milletvekiliyle tek başına iktidar olamıyordu.
Müstevli medyasının ağzı kulaklarındaydı. Hatta, La Repubblica gibi gazeteler Erdoğan'ın fotoğrafının altına "Yeni bin yılın Selahaddin Eyyübi'si son metroda durduruldu" başlıklarını attılar.
Gayet normaldi. Nihayetinde istedikleri olmuştu.
Normal olmayan şuydu: Dönemin AK Parti Genel Başkanı ve Başbakanı Davutoğlu'nun yüzü gülüyordu.
Hiçbir anlam veremiyorduk. "Galiba yüz kasları böyle!" demekten başka izah getiremiyorduk
Meğer sıkıntısı yüzünde değil, çok daha derinlerdeymiş!
Davutoğlu'nun başbakanlık görevi sırasında başdanışmanlığını yapan Abdulkadir Özkan, AK Parti'nin 7 Haziran'da tek başına iktidar olamaması üzerine Davutoğlu'nun resmi konutta kutlama yaptığını dermeyan edince öğrenmiş olduk.
***
Davutoğlu 7 Haziran 2015 seçimlerinin ardından büyük bir iştiyakla "istikşafi" tesmiye ettikleri CHP ile koalisyon görüşmelerine başlamıştı.
Bugünlerde CHP İttifakı'nı destekleyenler, sömürge aydınları ve malum yazarçizerler makulesi bu görüşmelerden doğacak olası hükümete "Restorasyon hükümeti" adını vermişler, bayram yapmaya başlamışlardı.
Lakin olmadı. Hevesleri kursaklarında kaldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan erken seçimi işaret edince Kasım 2015'te erken seçim yapıldı. AK Parti yüzde 49.83 oy oranıyla tek başına iktidar oldu. Davutoğlu da başbakanlık koltuğuna yeniden oturdu.
Başbakan oldu ama derinlerindeki sıkıntısı artarak devam etti.
Yıllar sonra bu sıkıntısını şöyle dışa vuracaktı: "CHP ile koalisyon yapmamıza izin verilseydi, 15 Temmuz yaşanmayacaktı..."
Demek ki, Haziran 2015'in ardından CHP ile kurulacak hükümet, 15 Temmuz darbesini gerçekleştirmeye çalışanların ihtiyaçlarını karşılayacaktı.
***
Davutoğlu ve ekibi, AK Parti'yi ruhundan yani Erdoğan'dan koparıp AKP haline getiremediği için mahut koalisyon gerçekleşmedi.
AK Parti'siz koalisyon için ana muhalefet partisi lideri Kılıçdaroğlu devreye girdi. Bahçeli'ye koalisyon karşılığında başbakanlık teklif etti. Bahçeli, HDP'nin içinde olan koalisyonu kabul etmedi.
Fakat, "300 milyar dolar getirdim" diyecek kadar akıl almaz ifadeler serdeden Kılıçdaroğlu bile şimdiye değin, "Bahçeli teklifimizi kabul etseydi 15 Temmuz yaşanmayacaktı" demedi.
Gelgelelim...
"Yeni bin yılın Selahaddin Eyyübi'sini" durdurmaktan vazgeçmediler.
Önce MHP'yi böldüler. Sonra "Adalet" yürüyüşleriyle CHP'li sosyolojiyi HDP'ye iyice alıştırdılar. Her evden bir oy kampanyası bile düzenlediler... Bugünlere böyle böyle hazırlandılar...
FETÖ son düzlükte iyice gaza bastı. Kılıçdaroğlu, PKK'yla Kürtleri eşitleyecek kadar hırçınlaştı. Algı operatörleri de "Erdoğan'dan başkasına basılacak 'Evet' mührünün saat 17.00'den sonra Erdoğan'a taşınacağını" söyleyecek kadar manyaklaştı.
Hülasa, 15 Temmuz'da darbeyle yapamadıklarını, CHP İttifakı'nı kazandırarak yapmayı kafalarına koydular.