PKK'lı Duran Kalkan 2023 seçimlerinin önemine değindiği konuşmasında muhalefete yol göstermekle kalmadı, "Onlarla biriz, beraberiz..." dedi.
Daha evvel de sıkı ittifak içerisinde olmaları yönünde muhalefete çağrıda bulunmuştu.
Gelgelelim, bu da malumun ilamıdır.
PKK'nın muhalefeti canhıraş bir şekilde desteklediğini bilmeyen yok.
Kandil'in elebaşıları, muhalefetin 2023 seçimlerinde kazanmasının kendileri için hayati önemi haiz olduğunu her fırsatta dile getiriyorlar.
Soru şudur:
Muhalif güruh PKK desteğini neden sorgulamıyor?
Bu ülkenin askerine kurşun sıkan bir örgütün, bu ülkenin muhalefetini arkalamasında bir garabet yok mu?
Muhaliflerimiz bu garabeti içlerine nasıl sindiriyor?
Neden içlerinden herhangi biri çıkıp da şuncacık soruyu bile sormuyor: "PKK'nın bizden beklentisi nedir? Hangi amaçlarına hizmet edeceğimiz düşüncesiyle bizi destekliyorlar?"
Aynı şey FETÖ için de geçerli... FETÖ'yle ne kadar iltisaklı varsa, alayı birden muhalefetin arkasında. Hatta PKK'dan daha çok. Bunu tartışamayız. Her şey apaçık ortada.
Hülasa, FETÖ'cüler bütün umutlarını 6'lı Masa'nın seçimi kazanmasına bağladılar.
O kadar ki, "Bu seçimi kazanamazsanız 6'lı masanız devrilsin, evlerinize ateşler düşsün..." demelerine ramak kaldı.
Peki, FETÖ'cülerin mahut desteğinden şimdiye değin rahatsız olduğunu söyleyen bir muhalif duydunuz mu?
Ya küresel emperyalizmin desteği?
ABD'nin eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Türkiye'deki muhalefetin önümüzdeki seçimden başarıyla çıkması için Batı'ya cesur adım atmasını gündüz gözüyle önermedi mi? Bu cesarete NATO'nun müdahalesi de dahil değil mi?
İngiltere'nin The Economist'i, Erdoğan hakkında diktatör kampanyasına tekrar başlamadı mı?
Bütün bunlar Türkiye seçimlerine açık seçik "dış müdahale" değil mi?
İmdi, soralım: Dış güçlerin söz konusu müdahalesinden rahatsız olan herhangi bir muhalife şahit oldunuz mu?
Rahatsız olmazlar, çünkü "dış güçler" ifadesiyle zaten dalga geçiyorlar, değil mi?
Dahası, her şey dımdızlak ortada olduğu halde "dış güçlerin" AKP'nin bahanesinden ibaret olduğunu söylüyorlar.
Fakat...
İsveç'te bir sapığın İsveçli polislerin refakatinde Kuran-ı Kerim'i yakmasını, Putin'in Erdoğan'a oy kazandırmak için yaptırdığını söyleyen zibil gibi ahmak var.
CHP'li bir milletvekili de "Daha neler yapacaklar göreceğiz. ABD ve Rusya destek için yarışacaklar..." dedi, iyi mi!
Hadi bunlar meczup kontenjanından diyelim...
İsveç'in NATO'ya girmesini Türkiye'nin veto etmesi için Putin'in o sapığa Kuran-ı Kerim'i yaktırdığını söyleyen aklıevvellere ne demeli? (Bir başka sapık da Hollanda'da, Kuran-ı Kerim'e müstekreh saygısızlık yaptı; onu da mı Putin'e bağlayacaklar? İyi de Hollanda zaten NATO'da.)
Bunların içinde Muharrem İnce'nin seçim gecesi kaçırıldığını iddia eden siyasi şizofrenler yok sadece.
Davutoğlu-Babacan yandaşı gazete de var.
Bunlar ki, "dış güçlerin" kendi ifadeleriyle de sarih müdahalelerini bile görmezlikten gelmekle kalmayıp, bu müdahaleleri göstermeye çalışanlara da "komplo teorisi" diyerek burun kıvıranlardır.
Ne diyelim, ahmaklık tükenmiyor.