Bu öyle birkaç kelam edip geçiştirilecek mesele değildir. Türkiye'nin güvenlik sorunudur ve üzerinde ne kadar durulsa azdır.
Çünkü...
Yunanistan Dışişleri Bakanı bile en azından Türkiye'yi ziyaret ettiğinde, Mavi Vatan davamıza böyle saldırmaz. "Saldırgan ve yayılmacı" olarak nitelemez.
Bunun siyasi bir krize neden olacağını bilir.
Lakin, CHP gündüz gözüyle Mavi Vatan'ımıza saldırdı. Hem de TSK'nın Mavi Vatan'da "Kararlılık - 2021" tatbikatı yaptığı sırada.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun vaktiyle serdettiği "Ne işimiz var Libya'da?" lakırdısı ile Başdanışmanı Ünal Çeviköz'ün Mavi Vatan davamızı "saldırgan ve yayılmacı" olarak nitelemesi aynı zihniyetin dışavurumudur.
CHP böyle de diğer muhalefet partileri farklı mı peki?
Tamam, CHP'nin gizli ortağı HDP'den herhangi bir tepki beklemiyoruz. Milliyetçi mahallede tezgâh açan İYİ Parti'den de ses çıkmadı iyi mi? Kılıçdaroğlu'nun "Benzerliklerimiz yüzde 99 oranında" dediği o nevzuhur partilerden de tepki gelmedi.
Hülasa, işin rengi ortaya çıktı.
Muhalefet iktidara gelirse, Türkiye "istiklal-i tam" yolundan U dönüşü yapacak. Zira ana muhalefet partisinin Mavi Vatan'a yaptığı mahut saldırıya "refiklerinin" de susmasının başka bir izahı yok.
ABD Başkanı Biden tevekkeli bunları desteklememiş!..
***
Soru şudur: CHP, Yunanistan'ın duygu ve düşüncelerine tercüman olurcasına Mavi Vatan'ımıza saldırırken kendi seçmeninden de çekinmedi mi?
Yani, dışarıya "sinyal verirken" içeriyi hesaba katmadılar mı?
Katmaz olurlar mı? "Erdoğan ve AK Parti nefreti" üzerinden zehirledikleri sosyolojinin çantada keklik olduğunu biliyorlar. Güvenceleri bu!
Hepten haksız da sayılmazlar!...
Baksanıza, kerameti kendinden menkul belediye başkanları da bu sosyolojiye güvenerek yan gelip yatıyorlar. Dahası, cumhurbaşkanı olmaya bile kostaklanıyorlar.
Hadi muhalefetimizi anladık ya o 104 amiral nerede? Hani şu "Amiraller bildirisine" imza koyan muhteremler!..
Hakkını teslim edelim, Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz tepki gösterdi. Zaten Mavi Vatan'ın "isim babası" olarak tepki göstermeseydi çok ayıp olurdu...
Ya diğerleri?
Emekli Tuğamiral Türker Ertürk mesela... Baktım Twitter hesabına "tık" yok!
Ay sonunda yapılacak Atatürkçü Düşünce Derneği'nin (ADD) Genel Başkanlığı'na adaylığını koymuş, kendini pazarlamakla meşgul.
Diyeceksiniz ki "Fırsat ayağına hazır gelmişken, bir amiral emeklisi olarak Mavi Vatan'ımıza sahip çıkarak kendini pazarlasaydı ya!"
Sanırım, arzı endam ettiği piyasada, "vatan derdi" iş yapmıyor! Bundan olsa gerek, "Ben Amiraller Bildirisi'ne imza atan amirallerden biriyim. Sarıklı ve cübbeli amirali görünce tepki gösterdik..." diyerek kendini pazarlamaya çalışmış.
İyi de hani mesele Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ydi.
Maksadınızı maskelemek için mi Montrö'yü ileri sürmüştünüz? O amiral emekliye sevk edilince Montrö de çözülmüş oldu, öyle mi?
Türker Ertürk, ADD Başkanı olmak için öyle acıklı bir tweet'le kendini pazarlamış ki olursa o kadar olur.
Diyor ki: "İktidar gerici! Ne demek mi gerici? Geçmişin aklı, düşünce şekli, kimliği ve örgütlenme biçimi ile çağın sorunlarını çözeceğini sanan kafa yapısıdır..."
Biz de bu yobaz zihniyetten Mavi Vatan'ı savunmasını bekliyoruz!
Öyle mucize çapında bir anakronik kafa ki...
"'Gerici iktidarın' desteğiyle bu ülke insansız hava araçları yaparak tüm dünyanın gözlerini kamaştırırken, 'ilerici muhalefetin' belediye başkanı karada yolculara otobüs itekletiyor!" desek de fayda etmez.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz