Emekli tuğamiral Türker Ertürk'ü anlarım.
Nihayetinde...
"HDP ile pazarlık masasına oturmak, her ne ad altında olursa olsun beraber seçime girmek ihanetin daniskasıdır; yeni CHP de bu yoldadır. Aldığı pozisyon ve durduğu yer itibarıyla yeni CHP eşittir HDP'dir" dedikten birkaç yıl sonra (15.06.2018'de) HDP'yi savunan, en son olarak da sınırlarımızda PKK'nın Suriye kolunun devlet kurmasında sorun görmeyen "tutarsız" bir amiral.
Oramiral Bülent Bostanoğlu'nu da anlarım.
FETÖ 15 Temmuz'da darbe yaparken Deniz Kuvvetleri Komutanı olarak Yeşilköy'de düğün yapıyordu ve FETÖ'cülerin gözaltına almadığı tek komutandı.
Kuvvet komutanıyken bile darbeden haberi "yokmuş", şimdi kalkmış Montrö Boğazlar Sözleşmesi veya namaz kılan bir amiral görüntüsü üzerinden (kamuoyunu aydınlatma maskesi altında) demokratik sivil iktidara ayar çekmeye kalkışıyor.
Hülasa, bu amiralleri ve bunlar gibi olanları anlarım.
Fakat...
FETÖ kumpası mağdurlarından Cem Gürdeniz gibi entelektüel bir amiralin Meral Akşener'in bile "zevzeklik" tesmiye ettiği o bildiriye imza koymasını anlayamam.
Arkadaş çevresinin dolmuşuna mı geldi, mahalle baskısına mı maruz kaldı, alkış ve ilginin dayanılmaz iğvasına mı uğradı, yoksa söz konusu bildirinin ne anlama geldiği üzerinde yeterince düşünmeye fırsat mı bulamadı veya gaflet anına mı denk geldi?
Sahi ne oldu?
Nasıl oldu da emekli Donanma Komutanımız Cihat Yaycı'nın istifasına destek vermediği gerekçesiyle Aydınlık gazetesindeki yazılarına son veren Ramazan Cem Gürdeniz, Cihat Yaycı amiralimizin imzalamadığı bildiriye imza koydu?
Her şeyden evvel hiçbir gerçekliğe dayanmayan, ciddiyetsizlik ve sorumsuzluk örneği bir bildiri bu! Nasıl desem, adeta trol marifeti gibi.
Yahu "Montrö"yü kim tartışıyor Allah aşkınıza?!..
Bir amiralin namaz kılarken görüntüsü üzerinden bildiri yayınlayacak kadar endişelere gark olmak ile içki içen bir amiralin görüntüsü üzerinden "Bu ayyaşlarla mı Mavi Vatan'ımızı savunacağız" demek arasında ne fark var?
Bırakın isteyen içkisini içsin, isteyen namazını kılsın. Tüm mesele liyakat ve disipline riayettir.
Cem Gürdeniz amiralimize sormak isterim:
MEB (Münhasır Ekonomik Bölge) için hayati önemi haiz Libya anlaşmasına lagaluga edildiğinde veya "Akdeniz'de ne işimiz var?" denildiğinde "Mavi Vatan"ın isim babası olarak neden "düşünce özgürlüğünüzü" kullanarak bir "amiral bildirisi" organize etmediniz?
Sayın Gürdeniz amiralimizi üzmek istemem.
Zaten FETÖ medyası kapanmasın diye göğsünü siper eden Engin Özkoç'un ve vaktiyle PKK'lı teröristlerin silah bırakma kararı üzerine kendini dağlara vurup "Silah bırakmayın!" diye yalvaran Hasan Cemal'in imza attığı bildiriye destek vermesi yeterince üzücü olmuştur.