Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Yandaş yargı bunu da yaptı

Hukukun üstünlüğü tartışılmaz. Her şeyin temeli adalet. Yargının yandaşı / partizanı / muhalifi de olmaz. Yargı hem bağımsız hem de tastamam tarafsız olmalıdır...
Buraya kadar sanırım iktidar ve muhalefet cenahında ihtilaf yoktur. Herkes hemfikirdir.
Demek ki, mesele uygulamada.
Anlaşılan o ki küresel sistem yandaşı muhaliflerimiz de uygulamadan çok rahatsız. Her fırsatta "Bu ülkede yaşanmaz, adalet yok!.." lakırdıları eşliğinde yargının bağımsız olmadığını dile getiriyorlar.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

İşin garibi...
Bunların içinde yer alan soldan çarklı muhalif güruh vaktiyle "vesayet yargısına" sahip çıkıyordu; sağdan çarklı muhalif güruh da "otonom yargıya."
Hiçbirinin aklına yargının bağımsız ve tarafsızlığı gelmiyordu.
Tam aksine, marangoz imamdan aldığı talimatla hüküm veren otonom yargı, Taha Akyolgiller tarafından "hukukun üstünlüğü" tesmiye ediliyordu.
Şimdi hepsi birden "yandaş yargı" yaygarası koparıyorlar!..
Şayet bu ülkede "yandaş yargı" varsa en son "yandaşlığını" bize yaptı. Bize, yani rahmetli Ahmet Kekeç'e, Turgay Güler'e ve Salih Tuna'ya.
Nasıl mı?
28 Şubat sürecini teşrih masasına yatırdığımız bir televizyon programında dönemin Başbakanı Erbakan'a "Ulan pezevenk..." diye hakaret eden (adı lazım değil) o Paşa'yı (söz konusu hakareti üzerinden) sert bir şekilde eleştirdik diye her birimizi 6.500 TL tazminat cezasına çarptırdı.
Can arkadaşım Ahmet Kekeç rahmetli oldu ama "yandaş yargının" elinden kurtulamadı.
Sonuç itibarıyla...
O Paşa'nın mahut hakareti yanına kâr kaldığı gibi adam başı 6.500 TL'den toplam 19.500 TL kazanç elde etti, "yandaş yargı" sayesinde!
Kimden mi?
Kimden olacak, "yandaş" dedikleri rahmetli Ahmet Kekeç, Turgay Güler ve benden.
Merhum Erbakan'ın hukukunu savunmanın bedeli olarak bu parayı ödeyeceğiz, Paşa da afiyetle yiyecek.
Zira, Yargıtay yaklaşık 2 hafta evvel mezkûr kararı onadı, düzeltilme yolu falan da kalmadı.
Gelgelelim, bize "hakaret" davası açan o Paşa, emekli olduktan sonra da "eylemlerine, yani hakaretlerine" devam etmiş. Can arkadaşım Ahmet Kekeç bir yazısında, laf kalabalığına getirerek dönemin Başbakan'ı Erdoğan'a da "angut" dediğini yazmıştı.
Dilinin ayarı olmayan o Paşa'dan her şey beklenir. Kaldı ki bu hakaret işinden de epey kârlı çıktı. (Valla 19.500 TL iyi para!)
O değil de, İlyas Salman geçenlerde Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a oy verenlere "akılsız halk" diye hakaret etti ya, şimdi ben bu eski komedyeni "Bu adam..." diye hitap ederek eleştirsem, beni mahkemeye verip tazminat kazanması kuvvetle muhtemeldir.
Çünkü o Paşa hakkındaki "Bu adam" ifademiz bile kişilik haklarına saldırı kapsamında değerlendirildi.
Adı "yandaşa" çıkan kendi halinde bir yazarım, bu yaştan sonra "yandaş yargının" eline düşmek istemem, kimsecikler kusura bakmasın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA