Koronavirüs afetini dünya bir şekilde aşar. Zaten baharla birlikte etkisi azalır, yazın da kaybolur gider.
Gitmese de aşısı falan bulunur. Kaldı ki Çin'de bile panik bitti, hayat yavaş yavaş normale dönüyor.
Zaten virüsten çok şüyuu etkili oldu. Yani, medya üzerinden kopartılan heyula.
Zira, diğer salgınlarla verili karşılaştırılması yapıldığında manzaraı umumiye daha vahim değil.
Bize gelince, malumunuz, henüz ilk vaka yeni görüldü.
Sağlık Bakanımız da Allah'ı var ilk günden beri çok iyi sınav veriyor. Ayrıca, hastanelerimiz, hekimlerimiz, sağlık alt yapımız birçok ülkenin imreneceği düzeyde.
Hülasa, Koronavirüs sıkıntısını diğer ülkelere nazaran çok daha kolay aşarız.
O kafayı ne yapacağız, mesele orda.
O kafa dediğim, "RAND tipi muhalefet."
***
Biliyorsunuz, Sağlık Bakanımız geçen gün gece yarısı şeffaflık ilkesi doğrultusunda ilk Koronavirüs vakasını açıklaması üzerine adı lazım değil bir CHP milletvekili şu tweeti attı: "IMF koronavirus salgınında zarar gören düşük gelirli ve gelişmekte olan ülkelere yardım için 50 milyar dolar paket hazırladı. Dünya Bankası da pazartesi aynı amaçla 12 milyar dolar hazır ettiğini duyurdu. Ve saat 00:30 Sağlık Bakanı açıklama yapıyor..."
Bu külyutmaz bir de, "Ne tesadüf" diyerek dalga geçmeye çalışmış, iyi mi?
Aynı kafayla malul nicesi de kaç gündür sosyal medya üzerinden, "Koronavirüsten yüzlerce ölü var ama saklıyorlar" diye panik havası oluşturmaya çalışmıştı.
Vaka açıklanınca "saklıyorlar" söyleminden anında tornistan edip "paranın peşindeler" demeye getirdiler.
Sağlık Bakanımızın söz konusu açıklamasından 7 gün önce mezkur kuruluşların Koronavirüs salgınıyla mücadele için kaynak ayırdığı şappadak yüzlerine vuruldu.
Utandılar mı?
Hayır. "RAND tipi muhalefetin" tarzı bu. Mesela, Yeni Samanyolu TV'nin (FOX TV) algı operatörü Portakal'ın haberciliği baştan sona böyle.
Külyutmaz edalarla her akşam hakikati çarpıtıp zokayı bi güzel yediriyor mankurtlara.
***
Sağlık Bakanımız paniğe neden olmasın diye vakanın yerini açıklamayınca Sözcü gazetesi yazarı da şöyle şavulladı: "Virüsün hangi şehirde çıktığını yazmak da MİT kanunu'na aykırı mı acaba? Hangi şehirde olduğunu yazarsak tutuklayacak mısınız mesela?.."
En çok okunan yazarçizerlerinin bakış açısı bu maalesef.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve AK Parti'ye karşı 2011'den itibaren sistemli şekilde zerk edilen kin ve nefretin tahribatı bünyeden bünyeye değişiyor.
İpten kazıktan kopmuş ağzı bozuk Engin gibi bazen hakarete dönüşüyor bazen de böyle Koronavirüs üzerinden kepaze yalanlara.
Bakalım "RAND tipi muhaliflerimiz" Suudi Arabistan ve Fransa'da görülen "seviyeye" ne zaman ulaşacaklar.
Koronavirüsün Türk yapımı biyolojik silah olduğunu iddia etmişler ya onu diyorum.
"Türk yapımı" yerine AK Parti veya Erdoğan yapımı deselerdi, Can Ataklı'dan Nevşin Mengü'ye kadar birçok muhalif hiç zaman kaybetmeden üzerine atlardı.