Bu topraklar 15 Temmuz işgal girişiminden daha korkunç ihanet görmedi fakat sosyolojinin bu ihanet için nasıl hazırlandığı üzerinde hâlâ adamakıllı konuşulmadı.
Halbuki...
Kenan Evren'in, Bayrak Eylem Planı'yla sosyolojiyi 12 Eylül darbesine nasıl hazırladığı bile uzun uzun konuşulmuştu.
"Deviren ve devrilen" şeklinde en az 2 taraf olmadıkça nasıl ki devrim olmaz; sivil ayağı (işbirlikçisi) olmayan darbe de olmaz.
Nasıl demişti Woody Allen: "Taraflardan biri kararlaştırılan saatte gelmezse devrim girişimi yatar... 1650'deki Çin Devrimi sırasında taraflardan hiçbiri gelmediğinden salon için yatırılan depozit de boşa gitmişti..."
Sivil işbirlikçisi olmayınca da tank için yakılan mazot boşa gider.
***
FETÖ'nün malum "cunta bildirisi"
15 Temmuz ihanetinin sivil ayağının "duyarlığına" hitap ediyordu.
Muhtevası, muhalefetin bugünkü söylemlerinin hülasasından ibarettir.
İnternetten bulun okuyun, göreceksiniz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve iktidara yönelttikleri "eleştiriler" de hedefledikleri de günümüz muhaliflerinin lakırdılarından farksızdır!
Zaten aynı muhalifler o gece
Bağdat Caddesi'nde tankları alkışlamıştı. Liderleri de malumunuz Bakırköy'de "hizmet" için bekleme odasına alınmıştı.
Darbenin bu sivil ayağını yeniden tahkim ediyorlar.
Dikkat edin, 15 Temmuz öncesi malum sosyoloji hangi nefret diliyle malulse bugün de aynı hale getirildi.
Sosyolojiyi hazırlıyorlar...
FETÖ yargısını "hukukun üstünlüğü" tesmiye eden
Taha Akyol'ların alayı bugün "adalet yok" diyerek kaosa yatırım yapıyor.
Güzel olan her şeyi de çatallı dilleriyle ifsat etme şeytanlıkları matine- suare devam ediyor.
Depremdeki dayanışmayı bile.
Değişen hiçbir şey yok: 15 Temmuz'un hemen öncesindeki aynı kirli hava, aynı yalan dolan, aynı "öldük bittik yandık kül olduk" felaket tellallığı...
Fazladan, "
PKK'ya teşekkür etmeliyiz" diyen
o Portakal'ları bugünkü kadar
tozutup da Türkiye'yi gündüz
gözüyle "
emperyalist ülke"
ilan etmemişti.
Uzun lafın kısası, bugün 15 Temmuz benzeri işgal girişimi olsa tankları alkışlamakla kalmazlar.
Durduk yere "darbeden" söz etmiyorum.
CIA'nın düşünce kuruluşu
Rand Corporation Türkiye hakkında geçenlerde
hazırladığı oldukça hacimli raporda
bir zamanların "
Genç subaylar rahatsız"
manşetlerini anıştıran ifadelere yer
verdi.
***
Mezkur rapora göre "orta kademe askerler" komutanlardan rahatsızmış. İşte bu "rahatsızlığa" yatırım yapılmasını öneriyorlar Pentagon'a.
Menfaatlerine uygun olan ilişki biçiminin de "
askerden askere" olması gerektiğinin altını çizmişler.
Askeri vesayet sistemine dönülmesini, askerin de Amerikancı olmasını istiyorlar.
İşin özeti şu: Perdenin önünde kukla siyaset, arkada gladyo. ABD'nin arzuladığı ve hedeflediği ilişki biçimi bu.
Bu ilişki biçiminin gerçekleşmesi için muhalefetin genişletilmesi ve tahkim edilmesi gerektiğini dile getiriyorlar.
Genişletilmesi derken, nasıl ki MHP'den bir parça kopartılarak "hizmete" koşuldu, AK Parti'den de AKP'liler eliyle yeni parçalar (parti) kopartılarak "hizmete" koşulsun istiyorlar.
AK Parti'ye yönelik hiçbir haklı eleştiri bu büyük resmi görmemize engel olmamalıdır.