Grip oldun mu ilaçla 7 gün, ilaçsız bir haftada iyileşirsin. Sorun şu ki bir hafta 7 günden ibaret.
Ne ki, bilimsel yöntemlerin dışında tedavi olmak ilaç firmalarının hoşuna gitmez.
Grip ilaç firmaları için çok "efektif" bir hastalık. Hem "müşteriyi" (hastayı) öldürmez, hem de her yıl en az bir kere kendine bağlar.
Tek sorun, "müşteri" grip ilaçlarını ciddiye almıyor, aşı bile olmuyor.
İlaç firmalarının da para kazandırmayan bu tarz "laubali müşterileri" ciddiyete davet etmek için kimi zaman virüs üzerinde "antijenik sapma" denen bir "işlem" yaptığını söyleyenler var.
Nasıl mı?
İnsanlarda hafif seyreden bir virüs bir hayvana bulaşınca "antijenik" yapısı değişir.
Yapısı değişince de insan vücudu bu virüsü tanıyamaz.
Mesela, Kuş Gribi hakkında "antijenik sapma" olduğuna dair çok güçlü bir teori vardır.
Bunları neden mi anlatıyorum?
***
Şu sıralar Çini'i kasıp kavuran "
Coronavirüs" virüsüyle ilgili üç teori var.
Birincisi: Çinlilerin yılan veya yarasa çorbası gibi acayip beslenme alışkanlıkları.
İkincisi: Coronavirüs bir hayvan üzerinden "antijenik sapma" yöntemiyle mutant hale getirildi. Maksat, belirli bir ilaç firmasının büyük "vurgun" yapmasına "müşteri" kazandırmak.
Üçüncüsü en korkuncu:
Biyolojik savaş! Coronavirüs (şayet sızıntı değil de)
biyolojik bir saldırıysa, Çin başka bir biyolojik
silahla karşılık verir mi, bilinmez.
***
Bizde çok şükür Coronavirüs yok. Bambaşka bir virüsle boğuşuyoruz. Olmadık bünyelere sızarak çürüten
FETÖ virüsüyle.
En korkuncu da bu virüsün
CHP bünyesinde "antijenik özellik" kazanarak başkalaşması.
Barış Pınarı Harekatı'ndan Mavi Vatan meselemize kadar milli davalarımızda
Türkiye'den yana tavır koymamalarının başka bir izahı yok.
FETÖ deşifre edildi ve güvenlik önlemleri alındı, alınmaya da devem edilmeli.
Peki "Yeni
CHP" ne olacak?
Bu konuda yurtsever Atatürkçülere, gerçek CHP'lilere çok iş düşüyor. En azından "Yeni CHP"nin deşifresi için.
Gerçi
Enver Altaylı iddianamesi CHP'nin nasıl bir "
siyasi ayak" haline getirildiğini dımdızlak ortaya koydu. CHP artık bundan kaçamaz.
Lafın düzünü edelim:
ABD politikalarını savunmakla FETÖ'cü olmak sonuç itibarıyla farklı şeyler değildir.
FETÖ virüsünün patronu da hiç kuşkusuz ABD'dir.
Malumunuz, Pentagon'un
Rand Corporation'u (RAND) Türkiye hakkında
243 sayfalık yeni bir rapor hazırladı.
FETÖ'nün akil adamı
Fuller'den
Friedman'a kadar 10 "yazarın" (etki ajanının) kaleme aldığı bu raporda Başkan Erdoğan'a karşı muhalefetin genişletilmesinin yanı sıra askeri müdahaleye de taşlar döşenmesi hülasa ediliyor.
Maksatları Türkiye'nin ABD rotasına tekrar girmesini sağlamak.
Bu aziz milletin hiçbir şekilde birlik olmasını istemiyorlar. Depremde bile!
İşbirlikçileri malum bozguncuların birliktelikten nasıl rahatsız olduklarını, çatallı dilleriyle her güzelliği nasıl ifsat etmeye çalıştıklarını gördünüz.
Kılıçdaroğlu'nun (İstanbul depremi bütçesinden yüzde 65 kesinti yapan Ekrem Bey'in yardımların bölgeye ulaştığını yerinde kontrol etmek için gittiğini söyleyerek) devleti töhmet altında bırakmaya yönelik algı faaliyeti, Google'dan "
Elazığ Kürt mü" şeklinde soruşturuldu heyulası ve
HDP'nin etnisite asabiyetini kaşımak için harekete geçmesi
birleşik hareketlerdir.
Bu aynı zamanda RAND gibi laboratuvarlarda üretilen siyasi virüsün toplumu berhava etmek için topyekûn saldırıya geçtiğinin resmidir.
Bu virüsün en önemli taşıyıcıları da algı operatörleridir. Portakal'lar kol geziyor, aman dikkat!..