Biri, "15 Temmuz'un arkasında ABD'nin olmadığına" bizi ikna etmek için sabah akşam diller döktü.
Diğeri, "15 Temmuz'un arkasında Fetullah yoktur," dedi.
15 Temmuz işgal girişiminin arkasında ABD yoktur diyeni (Etyen Mahçupyan dostumuz) Davutoğlu'nun partisinde kurucu üye oldu.
"Fetullah yoktur" diyen Gül'ün kankası Fehmi Bey'den başkası değildir. Fakat Gül'ünkinde (yani Babacan'ın partisinde) görev alır mı bilemem.
Benim bildiğim, 15 Temmuz milattır ve aradaki fark bu kadardır.
CHP mi?
15 Temmuz'a "tiyatro" diyen partidir.
Bu da takdir edersiniz ki, Etyen dostumuzla Fehmi Bey'in 15 Temmuz konusundaki mezkur yaklaşımın toplamının (alt alta veya üst üste, fark etmez) karşılığıdır.
Gerçi aynı Kılıçdaroğlu Yenikapı mitinginde 15 Temmuz'a karşı çıkmıştı. Lakin, Fetullah "tiyatro" der demez anında ağız değiştirdi.
Demek ki, Yenikapı'da "tiyatro" yapmıştı. (Bir oyun yazarı olarak "tiyatro"nun bu şekilde kullanılmasına karşı olduğumu daha evvel dercetmiştim. )
Kılıçdaroğlu, Gül ve Davutoğlu böyle, ya Meral Hanım?
Takdire şayandırlar, çok anlaşılır ve gayet nettir. Kim ne kadar milletvekiline ihtiyaç varsa söylesin gönderelim, modundadır.
Anlaşılan o ki tek şartı var: Erdoğan'a karşı olmak!
Gerçi bu tavrı o kadar da orijinal değildir. Unutmuş olamazsınız, aynı motivasyonla Kılıçdaroğlu da Meral Hanım'a milletvekili vermişti.
Aslında Kılıçdaroğlu'nun tavrı da orijinal değildir.
FETÖ, Erdoğan karşıtlığı uğruna herkese rahatlıkla verilmesi gerektiğini her platformda dile getirmiştir.
Küresel iktidar yandaşı figüran muhalefet de malumunuz Erdoğan karşıtlığında birbirlerine destek veriyor.
CHP, İP'e vermişti; İP de Davutoğlu'na vermek istiyor. Kılıçdaroğlu daha önce de Gül'e "çatı adaylığını" vermek için çok uğraşmıştı.
HDP mi?
O gizli veriyor.
Çünkü açıktan vermesini CHP ve İP istemiyor.
Lakin, HDP de enayi değil. İhanete uğramamak için verdiklerini her fırsatta hatırlatıp, "Biz olmasaydık İstanbul ve Ankara'yı alamazdınız" diyor.
Lafın düzünü edelim; muhalefet arasındaki bu "alışverişlerin" hasılatı sonuç itibarıyla FETÖ kasasına girer.
Zira gladyonun tek hedefi vardır: 15 Temmuz'un rövanşını almak.
Harici ve dahili bedhahlar, 2011'den itibaren oluşturulan "Erdoğan nefreti" üzerinden bu hedefe koşulmuşlardır.
"Erdoğan nefreti" de FETÖ'nün amaçlarına "hizmet" eden bir operasyon maymuncuğundan başka bir şey değildir.
Geçenlerde Hürriyet gazetesi bu operasyon maymuncuğunu tahkim etmek için Mazhar Alanson'un ödül törenindeki konuşmasını öyle çarpıttı ki olursa o kadar olur!
Ertuğrul Özkök, çok incinmişmiş.
Ahmet Kaya'nın konuşmasından da çok incinmiş, "Vay şerefsiz" demişti.
Hiç kuşkunuz olmasın, bugün şartlar müsait olsun, nasıl ki "kış kışlığını yapar" bu da "görevini" hiç eksiksiz yapıp yine "Vay şerefsiz" der.