Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Hırsızların ve sahtekârların gazetesi

Merhum Atıf Yılmaz'ın yönettiği Dolap Beygiri adlı bir komedi filmi vardır, mutlaka izlemişsinizdir.
Şener Şen'in canlandırdığı "Yakup" evden takkesini alıp camiye giden güya çok "dindar" bir karakterdir.
Kendini dine vakfetmiştir adeta. Cami Yaptırma Derneği'nde çalışır, makbuz yazar, bağış toplar falan.
Kayınbiraderi Ali (İlyas Salman) başta olmak üzere herkesi dolandırır ve işi bankerliğe kadar vardırır.
Mürai, madrabaz, sahtekâr, rezil bir karakterdir.
O kadar ki Cami Yaptırma Derneği'ndeki halkın bağışlarını da üzerine geçirir, sırra kadem basar.
Hülasa, helal - haram nedir bilmez, yalancının dolandırıcının tekidir.
Bugünkü yazı yolculuğumuzda bu filmi durduk yere hatırlatmadık elbette bir nedeni var.
O da şudur:
Yakup (Şener Şen) sağa sola "Selâmün aleyküm" şeklinde selam vererek mahalle bakkalının yolunu tutar. "Selam" şeklinde mukabele edenlerden de huylanır, hatta kızar. Yaşam tarzlarına tahammül edemeyen, elinden gelse "selama" kadar karışacak olan iş bu Yakup bakkala girince "gazetem" diyerek gazetesini ister. Bakkal da şappadak gazetesini uzatır. Yakup gazetesini alır katlanmış şekilde ceketin cebine herkesin göreceği şekilde koyar. Eşzamanlı eli ayağı düzgün "aydınlanmış" bir yurdum insanı bakkala gelir, bir adet Cumhuriyet gazetesi alır gider. Yakup ona da tahammül edemez, burun kıvırır. "Bizim çocuğun okulunda öğretmen" der, "Bunlar yeni nesli yetiştirecek biz de göreceğiz..."
Madrabaz, mürai, sahtekâr, hilebaz, dolandırıcı, yalancı Yakup'un gazetesi mi?
Milli Gazete'dir.
Filme göre bu gazete bozuk düzenin ve üçkâğıtçıların gazetesidir.
Zira Ali (İlyas Salman) haram yemediği, rüşvet almadığı için devlet dairelerinden kovulmuştur.
Aynı devlet daireleri Yakup'la (Şener Şen) iş tutan, malı birlikte götüren insanların barınabildiği yerlerdir.
Dürüst ve namuslu insanlar Yakup'ların düzenini bozduğu için düzende yerleri yoktur.
Bu köhne düzenin gazetesi de Milli Gazete'dir. (Yakup biraz da kendini dindar göstermek için kamuflaj niyetine bu gazeteyi satın alır ama sonuç itibarıyla durum değişmez. Cumhuriyet'i de "aydınlanmış" insan evladı olduğunu kanıtlamak için gün boyu ceketinin cebinden çıkartmayan bir nesle aşinayız.)
Söz konusu filmin yapım tarihi 1982'dir.
Mezkur gazete de o tarihte merhum Erbakan'ın ve Milli Görüş'ün yayın organıdır.
Yani, 12 Eylül 1980 darbesiyle derdest edilerek partisi kapatılan Erbakan henüz Refah Partisi'ni kurmamıştır bile.
Zaten Erbakan ancak 1987'de Refah Partisi'nin Genel Başkanı olacak ve 91 seçimleriyle Meclis'e girebilecektir.
O vakitler, kurduğu tüm partilerin "düzen partisi" olmayı başaramadığı için kapatılmaya müstahak olduğunu memlekette ne kadar Çölaşan varsa dile getirmişti.
Lakin söz konusu film, "bozuk düzenin" müsebbibi olarak Erbakan'ın yayın organı dönemin Milli Gazete'sini işaret etmişti.
Elbette bu korkunç bir algıdan ibaretti.
Aynı algıya bugün AK Parti ve AK Partililer maruz kalıyor. Koca bir sosyoloji kimi kötü örnekler üzerinden mahkûm ediliyor.
Oysa değişen bir şey yok...
İşin garibi dün bu algının mağduru olanlar da bundan pek hoşnut.
Küresel düzen yandaşı figüran muhaliflerin "efendiliği" hepten bitmek üzere, huysuzlukları bundan...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA