"ABD'nin Venezüella'da darbe yapmaya kalktığı bir süreçte diktatör diyerek Maduro'yu hedef almak, en hafifinden Venezüella'ya haksızlıktır ve ABD'nin Saddam'ı, Kaddafi'yi, Esad'ı 'şeytanlaştırma' propagandasından ders alınmadığı anlamına gelir..."
Yukarıdaki satırlar bana ait değil.
Bana ait olsa, "Esad'ı 'şeytanlaştırma' da ne demek oluyor, zaten şeytan değil mi" diyerek linç çetesi anında devreye girer.
Zira, Davutoğlu'nun Suriye politikasına karşı çıktığım için yapmadıkları rezillik kalmadı. Neyse...
Mezkur satırların yazarı bir Cumhuriyet yazarı.
Erdoğan'a diktatör diyenlerden.
Hatta, 2014'te yazdığı bir yazıda, diktatörlerin sandıkla gitmeyeceğini dile getirip, ABD'nin darbe seçeneğini dile getirenlerden.
Adı önemli değil.
Umarız, ABD'nin FETÖ taşeronuyla 2011'den itibaren başlattığı "E rdoğan- diktatör" propagandasına iştirak etmekle neye hizmet ettiğini, Venezuela örneğinden sonra artık anlar.
***
İmdi, "AKP destekliyor diye Venezuela'daki iktidarı sorgulamak, ona karşı çıkmak kadar saçma bir şey olamaz" diyen
Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan'a kulak verelim:
"Amerikancı bir girişimdir
15 Temmuz (...) 15 Temmuz günü Erdoğan'ın kendi kendine darbe yaptığını iddia edenler, bugün de ABD ile yaşanan sorunların tamamıyla 'şike' olduğunu düşünüyordur herhalde (...)
Türkiye'ye dönük her tür emperyalist müdahale ve projenin karşısındayız. Özgürlük, demokrasi, barış, çözüm kılığında ABD'nin, AB'nin müdahalelerinin tamamı halkımıza saldırı anlamına gelir..."
Sayın Okuyan söz konusu söyleşinin sonunda, "
Türkiye solu, anti-emperyalist geleneklerine sonuna kadar sahip çıkmalıdır..." diyor.
Keşke hepsi öyle olsa...
Anti-emperyalist geleneklerine sahip çıkmalarından vazgeçtim...
Nâzım Hikmet'in 1954'te Budapeşte radyosunda, "
Türkiye'deki en büyük mesele; yurt meselesidir (...) Kim Türkiye'yi Amerikalılara satmış ve satmaya devam etmektedir? (...) İşte bunlar vatan hainidir..." sözlerini hatırlatıp
, "15 Temmuz destanına '
tiyatro' diyenlerin
Nazım Hikmet başta olmak üzere bu ülkede kendilerine bulabilecekleri hiçbir kök yoktur" dedim diye hakaret eden o "solcu" gazetenin "terbiyesiz" yazarcığı gibi anti- emperyalist söylemlere hakaretle karşılık vermeseler bari.
***
Şu satırlar da
Soner Yalçın'dan: "Üst Akıl bugün
Venezuela'da ne yapıyorsa, yarın
Türkiye'de onu yapmaya çalışacak. Tahmin
değil bu: (...)
NATO yan kuruluşu '
GeoPol Intelligence' geçen yıl 'Turkey: NATO's
Rogue Member State' başlıklı makalesinde
şunu yazdı: - Erdoğan diktatördür... / -
Türkiye haydut devlettir... / - NATO 10'uncu
maddeye dayanarak Türkiye'ye müdahale
etmelidir..."
Soner Bey kardeşimizin bu noktaya gelmesi
iyidir.
Doğu Perinçek, Erdoğan'ın diktatör olmadığını söyleyince itiraz etmiş, "Erdoğan diktatördür" demişti.
Dileriz ayarı bozulmaz...
ABD'nin Venezuela'ya müdahalesi birçok insanın gözünü açmaya yetti. Cumhuriyet yazarı
Mine Kırıkkanat bile şunu yazdı:
"Kapitalist emperyalizm, son yirmi beş yılda Irak'a, Libya'ya, Suriye'ye "diktatörlük" suçlaması ve "demokrasi" vaadiyle saldırıp mahvetti. Venezüella'da "hileli seçimler" ilk kez bir hükümeti gayri meşru ilan gerekçesi olarak kullanılıyor ve belki de işgaline yol açacak..."
Hileli seçimler vurgusuna dikkat isterim.
Ha gayret
Mine Hanım...
Türkiye'de sandığı güvenilmez ilan etme gayretlerinin maksadını söktüreceksin.