Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Gözünün yaşına bakmayın!

Büyük adımlar atmak lazım ama panikle değil suhuletle. Yargıda, üniversitelerde, bürokraside.
Her yerde…
Geceli gündüzlü çalışmak lazım, "beyin göçünü" bile tersine döndürecek bir aşkla.
Parola tek: "Tasarruf - üretim – ihracat."
Almanlar ve Japonlar o büyük yıkımlardan bugünlere gelmelerini günde 16 saat çalışmaya borçlu, unutulmasın.

***

ABD'nin Türkiye'ye karşı tavrı malum. Ekonomik sistemimizin kırılganlıklarını da az çok bu köşede anlattım.
Malumunuz, 2013 sonrası çok büyük felaketler yaşadık!
Önce Gezi, sonra 17-25 Aralık, ardından 15 Temmuz işgal girişimi ve bitmeyen terör saldırıları…
Sayamadığım kadar da seçim. Bir tanesi de bizi bekliyor…
Ekonomimizi olumsuz etkileyen bütün bu nedenlerin yanı sıra bir de "küresel ekonomik seyir" var.

***

Gelişmiş dünyadaki merkez bankaları 2008 finansal krizi sonrası faizi sıfıra, hatta sıfırın altına çekti.
"Gelişmekte olan ülkeler" kolay borçlansın diye piyasayı adeta likiditeye boğdular.
Gelişmiş ülkeler piyasaya likidite sağlayıcı para politikalarıyla ekonomilerini raya oturtmaya çalışırken, yabancılar tasarruflarını bize yönelttiler.
Güzel paralar kazandılar. Biz de nakit bolluğu ile (istihdam ve alt yapı için) büyümeye devam ettik.
Bankalarımız da kısa vadeli borçlanıp uzun vadeli borç verdiler.
Yüksek oranlarla büyümeye devam ederken ülkemize döviz aktığı için reel kur düşük kaldı ve haliyle daha çok ithal mal tükettik.
FED'in ilk faiz artışı ile 2013'de başlayan süreçte likidite koşulları daralmaya başladı.
Sıkıntı baş gösterince dışarıda ve içeride algı faaliyeti matine - suare çalıştı.
Ekonomi bürokrasimiz de aksiyon almakta hep geç kaldı…
Artık hiçbir kurumun geç kalmaya hiçbir bürokratın yan gelip yatmaya hakkı yok.
Geceli gündüzlü çalıştığı muhalifleri tarafından da kabul edilen Başkan Erdoğan'a ayak uyduramayanların gözünün yaşına bakılmasın.

-------------------------

Rahatsıza not: Tek sağlam cümlen yok, dilden bahsediyorsun. Bir köşe yazısını bile kavramaktan acizsin, "abullabut" diyerek çemkiriyorsun. Haddini bilmiyor, durduk yere sataşıyorsun. Şamarı yiyince de "acımadı ki acımadı ki" yollu "tat vermiyor" deyip kaçıyorsun!
Bu ne aymazlıktır muhterem; daha nasıl acıtmamı istiyorsun?!
Cehalet sarhoşu bir idraksiz veya pespaye bir yalancı değilsen, "A.Babacan ve M.Şimsek'in dün verebildiği güveni, yabancı yatırımcıya veremediğimizi" söylediğimi nasıl iddia ediyorsun?
Hadi anladım ölçün yok, izanın yok, insafın yok, şaşkaloz bir şuurla malulsün.
Yine de, "Vaktiyle 'faiz lobisi ve küresel tefeci çeteleri' olarak da mimlediği yabancı yatırımcıya…" şeklindeki yalanını anlayamıyorum.
Buna yakın bir ifadeyi bir hobi olarak bile kullanmadım hayatımda. Kimi okuyup kime cevap veriyorsun?
"Erdoğan'ın Harfleri" yazarlığından buralara nasıl geldin, bilmiyorum. Allah kimseyi halinize düşürmesin!
Lakin kusura bakma senin için tek kelime daha yakamam.
Zira, orijinalleri varken "sonradan görmeler ülkesinin" hafif meşrep "fırıldaklarıyla" uğraşamam.
Tevekkeli dememişler, "Bir aptalla tartışıyorsanız iki aptal tartışıyor demektir."
Hadi var git yoluna, Allah selamet versin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA