Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim: "Yeni Ekonomik Program" köprüden önceki son çıkıştır.
Her şeyden evvel, "Ben dedim oldu" yaklaşımının değil "ortak aklın" eseridir.
Sayın Bakan Albayrak'ın ifadesiyle, "reel sektörden akademi dünyamıza kadar birçok kişinin katkı koyduğu ilk OVP olmuştur."
Bu köşecikte, "ortak akla" örnek kabilinden...
TÜSİAD, DEİK ve MÜSİAD yönetimleriyle Bakan Albayrak'ın yaptığı toplantının fotoğrafını göstermiş ve ayrıca "sağlam irade"nin altını çizmiştim.
Sayın Bakan da bu sağlam iradeyi, "24 Haziran seçimleriyle bu ekonomik değişiklikler için halkımızdan çok güçlü bir destek aldık" şeklinde hatırlatmıştır.
Burası önemli...
Kimsecikler "fırsatçılık" peşinde koşmasın, halktan 5 yıl yetki alan Başkan Erdoğan var, unutmasın.

*** Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak'ın "Dengelenme, Değişim ve Disiplin" sloganıyla açıkladığı "Yeni Ekonomik Program"ın son derece gerçekçi olduğu konusunda herkes hemfikir.
Tespitler bağlamında, 2002'den 2013'e kadarki süreçte 3600 dolar olan kişi başı gelirin 3 katına çıktığı, 7 milyon istihdam sağlandığı ve ihracatımızın 4 kat arttığı dile getirilmiştir.
Peki 2013'ten sonra ne oldu?
Ne olacak; hileyi, desiseyi, kumpası, hainliği, terör saldırılarını, aşağılık işgal girişimini gördük.
Merkel'e, "Türkiye'ye gelme, Erdoğan'a yarar" diyenlerden "Euro 2024 Türkiye'ye verilemesin" diyenlere kadar her türlü ihaneti gördük.
Müstevlilerle işbirliği içinde "bozgunculuk" yapan, 250 yurttaşımızın katledildiği işgal girişimine "tiyatro" diyen muhalefeti gördük.
Ve ifade özgürlüğünün kimler için geçerli olduğunu gördük.
Daha geçen gün Serdar Turgut arkadaşımız şöyle yazdı: "Ne zaman Türkiye'nin ve tabii ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir başarısı hakkında yazı yazsam başıma aynı şeyler geliyor. Yazımı paylaşmak için Facebook'a girdiğimde, 'Bu yazı şikâyet üzerine sakıncalı içeriği nedeniyle bloklanmıştır' yazısıyla karşılaşıyorum. Bir değil iki değil en azından 50 defa başıma geldi bu..."
Hülasa, dünyanın hiçbir ülkesinin direnemeyeceği kadar ağır saldırılara maruz kaldık.
Yetmedi.
Sayın Albayrak'ın dediği gibi "10 Ağustos'ta doğrudan ekonomi ve para birimimiz hedef alındı."
Gelgelelim, umutsuzluk asla yok.
Durum tespiti ardından hedefler var.
Sayın Bakan bu hedefi, "Tüm zorluklardan ülkemizi güçlenerek çıkarmak için bu güçlü programı hayata geçireceğiz..." şeklinde dermeyan etti. *** Yeni Ekonomik Program'da umut tacirliği yok. Her şey gayet net. Tüm mesele bu programı uygulayabilmekte.
Sağlam bir irade var, tamam. Lakin bu iradeye bürokrasi ne kadar ayak uydurabilecek mesele orda.
Mesela, kamuda 76 milyar liralık tasarruf hedefleniyor.
Müthiş bir hedef...
Makam ve mevki için pozisyon alma yeteneği akıl almaz boyutta gelişen, "ben değil o" diyerek topu taca atma alışkanlığıyla malul bürokrasi (elbette canla başla çalışanları hariç tutuyorum) sorumluluklarını yerine getirebilecek mi bakalım?!
En ufak istismarda bedelini çok ağır ödeyeceklerini bilmezlerse getirmezler.
Evet bedel, hem de "ibret-i âlem" olacak kadar ağır.