Herkes şu hakikati görsün; stratejik ortağımız ve dahi müttefikimiz ABD ile bir süredir savaşıyoruz.
Bunun bilfiil savaştan tek farkı, adının konmamasıdır.
Lakin kumda oynamanın, lagaluga etmenin de vakti çoktan geçmiştir.
Artık şunun adını net koyalım: ABD, 15 Temmuz'da İstanbul ve Ankara'da Türkiye'ye tanklarla, savaş uçaklarıyla saldırdı.
Bu millet çıplak ellerle tankları durdurdu. Elbette yurtsever askerimiz ve polisimizle birlikte.
ABD'li eski başkan yardımcısı (Biden) 250 şehit verdiğimiz şanlı direnişimize, "Bilgisayar oyunu sanmıştık" diyerek çemkirdi.
Tıpkı, "tiyatro" diyen Fetullah ve Kılıçdaroğlu gibi.
***
ABD bir yandan
MİT TIR'larına taşeron örgütünü
(FETÖ) saldırtarak
"
DEAŞ'a silah gönderiyor"
algısıyla Türkiye'yi
mahkûm etmeye çalışırken,
bir yandan da
DEAŞ'ı bir
maymuncuk olarak kullanıp
güneyimizde Türkiye'yi
parçalayacak terör koridoru
oluşturdu.
Biz de
Fırat Kalkanı'yla mahut terör
koridorunun gırtlağını kestik.
ABD'nin "
kara kuvvetlerimiz" diyerek binlerce TIR silah verdiği terör örgütüne de ABD'nin gözü önünde darbe indirdik.
Mevzubahis vatansa, vatanın bütünlüğüyse...
Almanya Dışişleri Bakanı
Sigmar Gabriel'in geçenlerde söylediği gibi, "
Türkiye, ABD ile silahlı çatışmayı dahi göze aldı!"
***
Taşeronları bir bir kırılıp eline verilince ABD,
17- 25 Aralık dahil tüm kumpasları bilfiil ele aldı.
Trump'ın Okyanus ötesinden ülkelere başkent seçme nemrutluğuna, yani "
Kudüs kararına" karşı
İİT'yi İstanbul'da toplayıp meydan okuduk.
ABD ne mi yaptı?
Ne yapacak, her zaman yaptığını:
Kudüs konusunda
BM Güvenlik Konseyi kararlarına uyma çağrısında bulunan tasarıyı 14 olumlu oya karşı tek bir oyla veto etti.
***
Şunu çok iyi biliyorlar: Türkiye yekvücut direndiği sürece '
Amerika hiçbir halt edemez.'
"Kudüs" stadyumlardan sokaklara kadar Türkiye'nin yekvücut olduğunun simgesi haline geldi.
Sağcı solcu, Kürt Türk, Alevi Sünni, modern muhafazakâr Kudüs etrafında toplandı.
Gençliğimiz de bir oldu, birlik oldu.
Anadolu Gençlik Derneği'nden Atatürkçü
Düşünce Kulübü'ne,
İstanbul Üniversitesi Ülkücülerinden
TGB'ye
kadar.
İmza altına aldıkları bildiride ABD emperyalizmini ve siyonizmi lanetlediler. "
ABD yönetiminin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma ve İsrail'deki büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma yönündeki kararını şiddetle kınıyoruz..." dediler.
E haliyle "
beşinci kol faaliyeti" yürüten "
bozguncular"
rahatsız oldu.
CHP'li bozguncular, "
Türkiye Gençlik Birliği (TGB) ile Bilal Erdoğan'ın yüksek istişare kurulu üyesi olduğu Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) ortak imzalı bildiri yayımladı..." yollu ifadelerle rahatsızlıklarını dermeyan ettiler.
Tıpkı,
Fetullah'ın geçenlerde yaptığı konuşmada (müstevlilere karşı) "direniş cephesinin" kuşatıcılığından rahatsız olduğu gibi.
Muhafazakâr kesimde de (yazık ki) bu "bozgunculuğun" mebzul miktarda izdüşümü var.
En büyük korkuları gençliğin emperyalizme karşı tek yürek, tek ses olmasıydı.
Müjdeler olsun:
Kudüs etrafında o oldu.