Sonradan itiraf ettikleri şekilde yalanla dolanla ülkeler işgal ediyor, istediklerini de "terörü destekleyen ülke" olarak damgalıyorlar.
Fesat ve talan düzenlerine arıza çıkartan her ülkeye "ambargo" uyguluyorlar.
Tam bir mafya devleti.
Şu kadar milyar dolar para vermezseniz 11 Eylül saldırılarını üzerinize yıkarız, diye tehdit ettikleri Suudi Arabistan'dan istedikleri haracı kopardılar.
Yetmedi, "saray darbesi" yapıp, tastamam İsrail rotasına soktular.
Halkbank Genel Müdür Yardımcısı'nı rehin aldıkları malum Zarrab kumpası üzerinden de Türkiye'yi ekonomik ablukaya alarak diz çöktürmek istiyorlar.
***
Hem teröre karşı savaş verdiklerini söylüyorlar, hem de terör örgütleri kuruyor, destekliyor, binlerce TIR'lık yardım yapıyorlar. (Rakka'da DEAŞ'la nasıl işbirliği içinde oldukları ortaya çıktı.)
Üstelik bu terör örgütlerini "
dost ve müttefik" ülkelere karşı (
15 Temmuz'da olduğu gibi) harekete geçiriyorlar.
Hrant Dink'in katline ferman veren o şeytana da yardım ve yataklık yapmakla yetinmeyip, dizilerinde, "
düşünce adamı" diye iltifat ediyorlar.
ABD bu.
Modernlerimizin "rüya" dediği, muhafazakârların "komünizme karşı ehveni şer" gördüğü fitne fesat imparatorluğu.
***
Tarih boyunca baş aşağı giden tüm zalim imparatorluklar gibi sağa sola saldırmaya başladılar.
Hele hele...
Bağımsız ülkelerin kendi aralarında ticaret yapıp "
doları" (yani ABD'yi) kazandırmak yerine, kendi paralarıyla ticaret yapma kararı almaları hepten çılgına dönmelerine neden oldu.
En son olarak,
Çin'in "dolar" karşısındaki tavrı "dolarlarına" şirk koşulmuş gibi ağırlarına gitti.
Menfaatlerine tapan bu modern putperest tiranlık...
Dolar imparatorlukları zeval görmesin diye hiç düşünmeden dünyayı ateşe verir, bunu da, "
hukukun üstünlüğü... demokrasi... özgürlük..." diye pazarlarlar.
Sahibi oldukları çok uluslu propaganda aygıtlarının böyle bir mahareti var.
Türkiye'de de (2011'den itibaren "diktatör" diyerek başlattıkları algı operasyonu neticesinde) her çeşit "vatan hainliği" yapmaya elverişli "
Erdoğan nefreti" oluşturdular.
Bu nefrete güvenerek
15 Temmuz'da işgale giriştiler.
Başaramadılar.
Bu vatanın âşıkları hiçbir görüş ayrımına bakmaksızın direniş mevzilerine geçtiler.
Bakınız işte...
NATO'nun Norveç tatbikatında
Mustafa Kemal ve Tayyip Erdoğan'ı düşman belirlemesi karşısında
TGB Başkanı Cem Dikmen şöyle dedi: "
Tayyip Erdoğan'ı Batı devletleri yıkmaya çalışırsa biz bunun karşısında yer alırız. Bu çok net, çünkü burada savunduğumuz Tayyip Erdoğan değil, Türkiye'dir..."
Mevzubahis vatansa tavır budur.
TGB bu haftayı "
NATO'ya Hayır" haftası ilan etti.
TGB'li gençler, tatbikattan dönen ABD askerlerinin başını 2014'te
Eminönü'nde çuvala sokmuştu. (Irak'ta, 2003'te askerlerimizin başına çuval geçiren ABD'yle sembolik ödeşmeydi bu!)
Şimdi de (gladyonun mütemadiyen pompaladığı) "
Erdoğan nefretinin" başına çuval geçirdiler.