Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün İstanbul Tarabya'daki Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde yazılı ve görsel medya temsilcileriyle bir araya geldi. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Tarihimizin en kritik olaylarından biri" dediği darbe gecesiyle ilgili değerlendirmeleri:
KARARLILIĞA TESLİM OLDULAR: Türk halkı ilk kez darbeye karşı böyle kararlı bir duruş sergiledi. Genciyleyaşlısıyla, kadınıyla- erkeğiyle... Medya da ilk kez demokrasiyi korumak için kenetlendi. Özetle herkes milli ve demokratik ortak zeminde buluştu. 15 Temmuz'da Türkiye'ye diz çöktürmek isteyenler, 16 Temmuz'da kararlılığa teslim oldular. Sözüm sadece FETÖ'ye değil, arkasındaki güçlere ve üst akıla da.
REHAVETE KAPILMAYACAĞIZ: Bu işin tamamen bittiğine inanmıyorum. O nedenle rehavete kapılmayacağız. Milletin darbeye karşı ortaya koyduğu tavır, darbeler tarihinde özel bir yere sahip olacak. Zira bu olay geleceğe ilişkin umutlarımızı artırırken, darbeler tarihini alt-üst edecek bir destan da yazıldı. Çanakkale ruhu yeniden canlandı. FETÖ ile bundan sonra daha büyük bir kararlılıkla mücadele edeceğiz. Temizlik operasyonlarının bitişi için bir tarih yok. Son virüs de kazınıncaya kadar devam edecek. Tam temizlikten sonra da dayanışma içinde yola devam edeceğiz. Bir musibet yaşadık ama bin nasihat aldık.
ÜSTÜMÜZDE F-16'LAR UÇUYORDU
Cumhurbaşkanı Erdoğan 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını ise şöyle anlattı:
SAAT 21.30 DA ÖĞRENDİM: Darbe girişimini saat 21.30 sıralarında haber aldım. Marmaris'te kaldığımız otelde basın mensuplarına açıklama yapmak istedim. Ancak güvenlik riski nedeniyle mümkün olmadı. Bunun üstüne cep telefonuyla televizyon kanallarına ulaşmayı denedik. Önce CNN Türk'e bağlandık. Ardından Atv-aHaber ortak yayınına. Sonra NTV'ye. Daha sonra da TGRT'ye. Bütün bu yayınlarda halkımızı darbeye direnmeye, ellerinde Türk bayraklarıyla havaalanlarına ve meydanlara akın etmeye çağırdım.
PİLOTLA DİYALOĞU: Bu çağrılardan sonra helikopterle ayrılmaya karar verdik. Dört ayrı noktada uçaklar da bekliyordu ama biz helikopterle Dalaman'a gitmeyi uygun gördük. Helikopter pisti 400 metre kadar uzaklıktaydı. Oraya vardık. Ben, eşim, çocuklarım, Berat Bey (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak) ve torunlarım helikoptere bindik. Dalaman'da uçağımıza geçtik. Pilot nereye gideceğimizi bilmiyordu. "İstanbul da olabilir, Ankara da. Sen şimdilik ortala" dedim. Biga üzerinde uçarken, İstanbul'a yönelmemizi söyledim. Pilot, "Pist karanlık, risk alamam" dedi. Ne kadar yakıtı olduğunu sordum, "3-4 saatlik var" dedi ve ekledi: "Yakıtım bitinceye kadar bunlara yakalanmam. Aşağıdan uçarım, sağa-sola kaçarım, yine de bir yerlere ulaşırım."
KİMSEDE KORKU YOK: Sonunda İstanbul'a ulaştık. Birkaç tur attık. Bu arada İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan ile irtibat kurduk. "Kontrol kulesi işgal altında. Ama bana 15 dakika izin verin, o alçakları oradan söküp atacağım" dedi. Gerçekten de 15 dakikaya varmadan kule temizlendi. Pist aydınlatıldı. İndik. Gerek terminalde, gerekse apronda onbinlerce vatandaşımız toplanmıştı. Üstümüzde F-16'lar uçuyordu. Üzerlerimize bomba atacaklarmış, kimsenin umurunda değil. Kimsede korku yok. Ayrıca bombaları olsaydı, kesin başımıza yağdırırlardı. Ses hızının üstünde uçarak patlama sesiyle halkı korkutmak istiyorlardı. Üstümüzde böyle iki kez uçtular.
AKINCI ÜSSÜ'NE 12 BOMBA ATILDI, İŞ KOLAYLAŞTI: Havalimanından Devlet Konukevi'ne gittik. Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar darbecilerin elinde rehindi. Ama darbeyi bastırma operasyonunun koordinasyonunu sağlayacak bir Genelkurmay Başkanı gerekiyordu. Bu görevi Ümit Paşa'ya (Orgeneral Ümit Dündar) verdik. Başbakan Binali Yıldırım hemen vekalet için gerekli bürokratik işlemleri tamamlattı. Ümit Paşa oradan Eskişehir'i yönetmeye başladı. Çünkü Eskişehir'dekiler Başbakan Yıldırım'a direnç gösteriyorlardı. Daha sonra Akıncı Üssü'nün bombalanmasına karar verildi. 12 bomba atıldı. Böylece iş biraz kolaylaştı. Çünkü Akıncı darbenin merkez üssüydü.