DURUŞMA İZLENİMLERİ - 2-
Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi'nde 6 Mayıs 2013'te NSU (Nationalsozialistischer Untergrund) davası başladığında, yargılamanın 84 duruşmada tamamlanması öngörülüyordu.
Yani, haftada 3 duruşma hesabıyla 28 haftada bitirilmesi amaçlanıyordu.
Bu da 7 ay ediyordu ve kararın 2014 başlarında verilebileceği anlamına geliyordu.
Ama evdeki hesap çarşıya uymadı.
4 gün önce, 17 Aralık'ta, 172'nci duruşma yapıldı.
2015 için de 100 kadar duruşma planlandı.
Karar tarihi de sürekli ötelendi.
2014 başından 2015 başına atıldı. Sonra 2015 ortasına.
Son durum: 2'si tutuklu, 3'ü tutuksuz 5 sanıkla ilgili karar 12 Ocak 2016 tarihinde açıklanacak.
***
Davanın uzamasını sakın adaletin gecikmesi olarak algılamayın.
Savcıya kalsa "Şipşak" bitecek.
Çünkü savcı bu davayı 2'si tutuklu, 3'ü tutuksuz 5 sanıkla sınırlamak için çok çabaladı. Yani çerçeveyi 8'i Türk, biri Yunan, biri Alman 10 kişiyi öldüren asıl failleri intihar etmiş, küçücük bir terör örgütünün yargılanmasına indirgemek istedi.
Bu, tutuklu-tutuksuz sanıkların sadece bireysel cezalandırılmaları sonucunu verecekti.
Ama yarısı Türk olan 30 kadar müdahil avukat NSU'nün arkasındaki yapıları ortaya çıkartmak için insanüstü çaba harcadı.
NSU'nün arkasındaki yapılar?
Belli. Alman Anayasa Koruma Teşkilatı, Alman İstihbarat Örgütü. Kısacası, Alman derin devleti.
***
Türk kamuoyunun ezici çoğunluğunun adlarını bile duymadığı bu kahraman avukatlar, çabalarında bir ölçüde başarılı oldular. Hem de dava zaman zaman bir korku filmine dönüşmesine rağmen.
Kilit tanıklardan biri, ifadeye çağrılmasına kısa bir süre kala ölüverdi. Meğer gizli şekeri varmış. Şeker komasına girmiş, çıkamamış!
Bir başka kilit tanık ifade veremeden kalp krizinden ölüverdi!
Oysa hiçbir sağlık sorunu yoktu.
Mahkemenin dinlemeye karar verdiği bir başka gizli tanık, bunalıma girip arabasının içinde kendini yakarak intihar etti!
***
NSU cinayetleri zincirinin çok önemli bir halkasını Köln-Mülheim'de Türk dükkanlarıyla ünlü, o nedenle de "Küçük İstanbul" denilen Keupstrasse'de 9 Haziran 2004'te düzenlenen çivili bomba saldırısı oluşturuyor.
Sanıklar, sanık avukatları, mahkeme heyeti bu saldırıyı dava kapsamı dışında tutmak için çok uğraştılar. "Mağduru (Saldırıdan 22 kişi kısmen hayati tehlike oluşturacak boyutta, 70 kişi de hafif yaralandı) ve müdahili çok olacak, o nedenle bu salon dar gelecek" gibi gerekçelerin arkasına sığınarak.
Ama sonunda avukatlar kazandı.
2015'in ilk duruşmaları 15 Ocak'ta başlayacak, Köln saldırısı Şubat ayında ele alınacak.
Ve bir siyasi bomba patlayacak:
Müdahil avukatlar dönemin İçişleri Bakanı Otto Schily'nin de mahkemeye getirilmesini isteyecekler. Çünkü Schily, olaydan kısa bir süre sonra yaptığı açıklamada Köln saldırısının terör eylemi olmadığını söylemiş, "Bir suç örgütünün işi olabilir" demişti.
Şimdi avukatlar Schily'yi getirtip "O açıklamanızla devlet içindeki bazı yapılarca korunan NSU terör örgütünün açığa çıkmasını önlemeye mi çalıştınız" diye sormaya hazırlanıyorlar.
Bakalım getirtebilecekler mi? Başarırlarsa bir destan daha yazmış olacaklar.
Münih notlarım bitmedi.
Devamı haftaya...