Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Yalnız ve aylak

Onlar Ege'nin iki yakasında iki yalnız yazardı. Onlar Ege'nin iki yakasında bastırılmış ya da bilinç altına itilmiş cinsel dürtülerini ve de itiraf edilemeyecek içgüdülerini romanlarının kahramanları aracılığıyla su üstüne çıkaran iki aylak adamdı.
Sakın yanlış anlamayın; ikisi de "normal" erkekler. Birinin eşi hâlâ hayatta, öbürünün ise 2 yıl önce öldü.
Onlar?
Bu yakadaki Yusuf Atılgan.
Manisalı hemşehrim.
Hacırahmanlı köyünün toprak ağası (!) Karşı yakadaki Menis Koumandareas.
Atinalı bir burjuva ailenin oğlu. Yani, rantiye. Ben ona "Komşu'nun Yusuf Atılgan'ı" derdim.

***

Yusuf Atılgan'ın yaşamı boyunca herhalde kendine bile itiraf edemediği eşcinsel eğilimleri Anayurt Oteli'nin katibi Zebercet'te ortaya çıkar arada bir. Eleştirmenlerin vurguladıkları ifadeyle "Tekinsiz" bir şekilde.
Menis Koumandareas'ın benzer eğilimleri de son yapıtı "Zamanın Hazinesi"nde karaya vurdu. Romanın kahramanı iki yüzlü bir hayat sürer. Gündüzleri saygın bir beyefendi. Geceleri marjinallerin, eşcinsellerin, it-uğursuzun mekanlarına takılan bir yaşlı eşcinsel. Dayak yer, saatini kaptırır, şantajla para verir, çoğu zaman korkar ama gecenin karanlığı çökünce yine o loş, pis ve tehlikeli mi tehlikeli mekanların yolunu tutmaktan kendini alamaz.
***

Ege'nin iki yakasındaki iki yalnız ve aylak yazarın yapıtları ve kahramanları arasındaki en çarpıcı benzerliği bence iki öyküde buluyoruz.
Yusuf Atılgan'ın "Bodur Minareden Öte" öyküsünde.
Menis Koumandareas'ın "Metrodaki kadın" öyküsünde.
***
Bodur Minare, İzmirliler bilir, Şehitler Caddesi'nde, Alsancak Stadı'nın karşısındaki sokakların birindeki bir küçük caminin tenekeden inşa edilmiş kısa minaresiydi.
Bilmiyorum, hâlâ duruyor mu?
Yusuf Atılgan, "Bodur Minareden Öte" öyküsünde, eşinin terk ettiği, işini bırakmış, akrabalarının evinde yaşayan orta yaşlı bir adamın Karşıyaka-Alsancak vapurunda görüp vurulduğu genç kızla ilişkisini anlatır.
Kızın sabah Alsancak'tan Karşıyaka'ya geçtiği, akşam Karşıyaka'dan Alsancak'a döndüğü vapura biner, onu bir gölge gibi izler.
Dönüşte, kızı "Bodur Minareden Öte" bir sokakta oturduğu evine kadar izler...
***

Menis Koumandareas'ın "Metrodaki Kadın" öyküsü de aynı temayı işler. Biraz rol değişikliğiyle. Onda kadın orta yaşlıdır, erkek ise genç. Kadın evlidir, kocası artık ona ilgi duymamaktadır, ihtiyacı olmamasına rağmen sırf evde oturmamak için bir şirkette sekreter olarak çalışmakta, metro ile gidip gelmektedir. 20'li yıllarının başındaki delikanlı ise yaşıtı genç kızlara değil, olgun kadınlara ilgi duymaktadır.
Bir akşam metroda o kadını görür.
Çarpılır. Ertesi akşam aynı saatteki metroya yine biner. Yine görür. Birkaç gün sonra "Merhaba" ile çıkmaz sokakta bitecek bir ilişki başlar...
***

Yusuf Atılgan öleli epey oldu. 9 Ekim 1989'da hayata veda etti. 68 yaşındaydı.
Menis Koumandareas ise iki hafta kadar önce öldü. 6 Aralık 2014 gecesi. 83 yaşındaydı.
Yusuf Atılgan'ın yaşamı sakin bir ölümle noktalandı.
Menis Koumandareas'ın ise son romanının kahramanı gibi şiddetli bir ölümle:
Evinde öldürülmüş bulundu. Kapıda hiçbir zorlama işareti yoktu, yani tanıdığı biriydi gelen. Ama yazarın başında ve karnında darp izleri vardı. Her kimse kapısını çalan, açtığında boğuşmaya başlamışlardı.
Gelen kişi onu önce yaralamış, sonra da boğmuştu. Ayrıca evin altı üstüne getirilmişti.
Gelen belli ki para ve yükte hafif pahada ağır eşya aramıştı.
***

Ege'nin iki yakasındaki iki yalnız ve aylak adam göçtüler ama arkalarında başyapıtlar bıraktılar...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA