DURUŞMA İZLENİMLERİ / 1
2000 - 2007 yılları arasında 8'i Türk (Enver Şimşek, Abdurrahim Özüdoğru, Süleyman Taşköprü, Habil Kılıç, Mehmet Turgut, İsmail Yaşar, Mehmet Kubaşık, Halil Yozgat), biri Yunan (Theodoros Boulgarides), biri de Alman (Michele Kiesewetter), toplam 10 kişiyi öldüren NSU (Nationalsozialistischer Untergrund) örgütünün 2'si tutuklu, 3'ü tutuksuz 5 üyesinin yargılandığı davanın son duruşmalarını izlemek için Münih'e gittim.
"Son duruşma" ile kastım, bu yılın son duruşmaları.
Dava 6 Mayıs 2013'te başladı. İlk duruşmada da vardım. Ancak akreditasyon sorunları nedeniyle mahkeme salonuna girememiş, kurbanların yakınlarıyla görüşmekle yetinmiştim.
Hatırlıyorum, ilk duruşma serin ama güneşli bir bahar günü yapıldı.
Son duruşma ise soğuk mu soğuk ve de yağmurlu bir kış günü.
***
Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi'ne girmek, merkez bankalarının kasa dairelerine girmekten bile zor.
Güvenlik görevlileri, neredeyse iç çamaşırlarına kadar soyacaklar.
Ceplerimizi boşaltıp, telefonlarımızı teslim edip, ceketlerimizi, kemerlerimizi, cüzdanlarımızı X-Ray cihazından geçirtip içeriye adım atmamız neredeyse yarım saat sürdü.
İki kat çıktık. İşte artık iyice ünlenmiş olan A101 no'lu duruşma salonu. Ünlendi, çünkü NSU sanıklarının yanı sıra Formula 1'in patronu Bernie Ecclestone'un rüşvet davası da bu salonda görüldü.
Ve de Ecclestone tam da
"Nazi gelin" lakaplı NSU davasının bir numaralı sanığı Beate Zschaepe'nin koltuğuna oturdu.
***
Alman meslektaşlarımız centilmenlik gösterip gazetecilere ayrılan bölümün ilk sırasını bize verdiler. Yani, bana, SABAH Almanya Genel Yayın Yönetmeni Mikdat Karaalioğlu'na ve Münih muhabirimiz Rahmi Turan'a.
Oturdum ve tam karşımda Beate Zschaepe'yi buldum!
Üstünde gül kurusu renkte şık bir elbise, boynunda aynı renk eşarp, bakımlı saçlar, makyaj... Sanki sonbahar-kış kreasyonlarını sunmak için podyuma çıkmaya hazırlanan bir manken gibiydi.
İki yanında onun üç savunma avukatı. En ünlüsü Wolfgang Heer. Duruşma salonuna girmeden önce onunla ayaküstü sohbet etmiştik. Davada bugüne kadar Beate Zschaepe'nin NSU'nün cinayetlerine, bombalı saldırılarına, soygunlarına katıldığı iddialarının hiçbirinin kanıtlanamadığını, hatta örgüt üyeliğine ilişkin delillerin bile ortaya çıkarılamadığını söylemiş, "Bu dava fos. Beate'nin salıverilmesi gerekiyor" demişti.
***
Beate Zschaepe ile aynı sırada tutuksuz sanıklardan Holger Gerbach oturuyordu.Örgütün iletişimcisi, yayıncısı.
NSU'nün beyni ve ideologu olarak gösterilen diğer tutuklu sanık Ralf Wohlleben orta sıradaydı. İki avukatıyla birlikte.
En arkada ise diğer tutuksuz sanıklar Andre Eminger ve Carsten Schuttze ile avukatları sıralanıyordu.
***
Beate Zschaepe salonla hiç ilgilenmiyor havasındaydı. Avukatıyla sohbet ediyor, sık sık gülüyor, canı sıkıldığında lap-top'u ile oynuyordu.
Ne dinlenen tanığa bakıyordu, ne mahkeme heyetine, ne müdahil avukatlar ordusuna, ne gazetecilerin bulunduğu balkona.
Sadece ama sadece bir kez bizim tarafa başını çevirdi, herhalde yeni izleyicileri, yani beni fark etti. 5 saniye kadar göz göze geldik. Hışımla başını çevirdi.
NSU davasının 171'inci duruşması böyle başladı.
Gerisi yarın ve onu izleyen günler...