Her madalyon gibi küreselleşmenin de iki yüzü var. Bir yüzünde sınırların ve duvarların yıkılmasının, işgücünün, malların, sermayenin, bilginin gezegenimizin her kıtasında özgürce cirit atmasının faydaları anlatılıyor. Adeta cennet vaat ediliyor.
Ya öbür yüzü?...
***
"Goodyear Dunlop" grubunun Fransa'nın Amiens-Nord kentinde bir fabrikası var. 1.173 kişi çalışıyor. Şirket fabrikanın yeterince rantabl olmadığı gerekçesiyle tensikata gitmek istiyor. Daha doğrusu, çalışanların bir bölümünün gönüllü olarak işten ayrılmasını öneriyor. Ama fabrikada örgütlü olan sendika, 5 yıldır süregelen pazarlıklarda "Nuh dedi peygamber demedi".
Sonunda "Goodyear Dunlop" fabrikayı kapatmaya karar verdi. Fransız hükümeti telaşlandı. İşsizler ordusuna 1.173 kişinin daha katılmasını göze alamadı. Ve tesise müşteri aramaya başladı.
Özellikle tarım araçları lastiği üretiminde uzmanlaşmış olan Amerikan grubu "Titan" talip oldu. Grubun patronu Maurice Taylor, Amiens- Nord'a gidip fabrikayı inceledi, işçilerle ve sendika temsilcileriyle görüştü...
Aradan epey zaman geçip "Titan"dan ses çıkmayınca ve fabrika çalışanlarının huzursuzluğu tavan yapınca, Fransa Kalkınma Bakanı Arnaud Montebourg, Maurice Taylor'a bir mektup göndermek ihtiyacını duydu: "Ya pazarlığı bitirin ya da vazgeçtiğinizi bildirin..."
***
Sen misin mektup yazan... Amerikan iş dünyasında dilinin kemiği olmamasıyla tanınan ve "Bozayı" lakabı takılan Maurice Taylor öyle bir cevap gönderdi ki, yenilir yutulur gibi değil. İşte birkaç cümle:
"O fabrikaya birkaç kez gittim. Çalışanları yüksek ücretler alıyorlar ama günde sadece üç saat çalışıyorlar. Mesailerinin bir saatini öğle yemeğinde geçiriyorlar, kalan üç saatini de tartışmayla, dedikoduyla geçiriyorlar.
Benden fabrikayı satın almak için masaya oturmamı istiyorsunuz. Bu kadar aptal olduğumuzu mu düşünüyorsunuz? Titan'ın lastik üretecek parası ve teknolojisi var. Ya sizin sözde işçilerinizin ve çılgın sendikacılarınızın nesi var? Sizin gibi bir hükümetleri!
Sizin fabrikanızı alacağıma Hindistan'a, Çin'e gider, oralarda saat ücreti bir avronun altında olan işçilere lastik ürettirir, getirir size satarım!"
***
Fransa günlerdir Maurice Taylor'un bu cevabını tartışıyor. Bakan Montebourg, bir mektup daha gönderdi; Fransa-ABD tarihi dostluğundan, Fransız General Marki de La Fayette'in ABD'nin bağımsızlığını kazanmasında oynadığı rolden, Normandiya çıkarmasından dem vurdu...
Bu çağda kahramanlığın esamisi mi okunur...
***
Ah, unutmadan "Titan"ın patronu Taylor, Başkan Barack Obama'nın izlediği ekonomik politikalara da diş biliyor. Ve de uçuk önerilerde bulunuyor:
"Kamuda çalışanların sayısını üçte bir oranında azaltalım. Eğitim Bakanlığı'nı lağvedelim, böylece en az 35 milyar dolar tasarruf sağlarız. Dünyanın her yerinde açtığımız büyükelçilikler israftan başka bir şey değil, pek çoğunu kapatalım gitsin..."
Unutmadan bir not daha: Maurice Taylor, 1996 başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti'den aday adayı oldu. Kampanyada 6 milyon dolar harcadı ama kurultayda delegelerin sadece yüzde 1'inin desteğini sağlayabildi. Şimdi 2016'da yeniden aday olacağını söylüyor. Bir an için seçildiğini düşünün, Milton Friedman'ın Chicago Ekolü'nün reçeteleri onun uygulayacaklarının yanında ninni gibi kalır...
***
Küreselleşme madalyonunun öbür yüzü bu mu? Kim bilir...