Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Kriz günlerinde savunma

NATO'nun bugün Chicago'da başlayacak iki günlük zirvesinde en dramatik saatler "Pamuk eller cebe" çağrısıyla yaşanacak.
Her ne kadar NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen ortaya attığı "Akıllı savunma sistemi" kavramıyla bu çağrının şokunu hafifletecek bir "Hava yastığı" geliştirdiğine inansa da, sonuçta ittifakın 28 üyesinden önemlice bir bölümü ellerini ceplerine atmak zorunda kalacak.
Çünkü Doğu blokunun yıkılmasından sonra misyon ve vizyon değiştiren NATO, "Geleceğin tehditleri"ne hazırlanmak için epeyce yatırım yapmak zorunda. (Not: Ben, "Geleceğin tehditleri" ifadesini daha somutlaştırarak, "Önümüzdeki 10 yılın riskleri" diye vurgulamanın daha dürüst bir yaklaşım olacağı inancındayım.)

***

Şimdi bu son paragrafı biraz açalım. Önce "Geleceğin tehditleri" ifadesiyle ne kastediliyor?
Hiçbir NATO yetkilisi açık açık söylemese de, bu ifadeyle Avrasya'dan Pasifik'e kadar uzanan uçsuz bucaksız coğrafyada amansız bir hesaplaşma kastediliyor.
"Arap Baharı" denilen toplumsal-siyasal depremler, özellikle de Suriye'deki bilek güreşi, bu esaslı kapışmanın sadece ilk elenseleri.
Suriye o büyük coğrafyaya açılan kapı. Kapının kilidi attırılabilirse, İran'ı biçimlendirmek veya bir şekilde denetim altına almak kolaylaşacak.
Zira İran da ara basamak veya asıl eşik. Sözünü ettiğim coğrafyanın eşiği.
Bir kez o eşik geçildi mi, tıpkı Atilla ordularının Urallar'ı aştıktan sonra Avrupa'nın derinliklerinin altını-üstüne getirmeleri gibi, egemen güçler veya küresel egemenlik peşinde koşan güçler de Orta Asya steplerinde at koşturabilecekler, Çin Seddi'ne kadar dayanabilecekler.
Hatta ötesine geçebilecekler. Ya da ötesinden, Pasifik'ten Çin Seddi'ni sıkıştırabilecekler.
Küresel satranç oyununda tüm stratejiler o hamlelere göre hazırlanıyor.
***

Peki, "Geleceğin tehditleri"ne hazırlanabilmek için NATO ve üyeleri neler yapmak veya nelere kaynak bulmak zorundalar?
Cevap biraz uzun: Önce 1980'lerde Başkan Ronald Reagan döneminde ortaya atılan ve 30 yıl sonra güncelleştirilerek ısıtılan "Füze Kalkanı" tamamlanacak. (Not: En erken 2020'de. Tabii o zamana kadar teknolojik olarak eskimezse...)
Onun ardından "Alliance Ground Surveillance" denilen, "Havadan yeryüzü gözetimi" programı çerçevesinde 5 adet insansız hava aracının siparişi verilecek. Amerikan "Northrop Grumman" grubunun geliştirdiği, 18 kilometre yukarıdan yeryüzünü gözetleyebilen "Global Hawks" insansız savaş uçağının finansmanına başta ittifakın 28 üyesinin tümü katkı sözü verdi ama küresel kriz derinleştikçe sayı 13 ülkeye kadar indi.
Daha sonra? Cevap: "Eh, madem kriz kemerleri sıkmaya, dolayısıyla savunma ve silahlanma bütçelerini kırpmaya zorluyor, o halde biz de ittifak üyelerinin cephaneliklerini birleştirelim, ortak kullanıma açalım..." İşte, Rasmussen'in "Akıllı savunma sistemi" dediği bu.
***

Tabii bir dizi proje daha var. Rasmussen oyunbozanlık etmeye kalkışacak üyelere zirve öncesi yeterince açık uyarı gönderdi: "2008-2011 arasında 28 NATO üyesinden 20'si savunma harcamalarını azalttılar. Ve bu yıl, ilk kez olarak, Asya ülkelerinin savunma harcamaları NATO'nun Avrupalı üyelerinin harcamalarını geçecek..."
Sonra bir minnacık hatırlatma daha: Çin ordusu dünyanın ikinci büyük askeri gücü konumuna yükseldi...
Sahi, NATO'nun vizyonunda ve stratejisinde "Geleceğin tehditleri" neydi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA