Nobel Ödülleri mevsimi açıldı. Her zaman olduğu gibi bu yıl da en çok Barış Ödülü'nün sahibi merak ediliyor. Daha sonra yine her zaman olduğu gibi bu yıl da en çok Barış Ödülü için yapılan tercih tartışılacak.
Nasıl tartışılmasın? Ödül geçen yıl Çinli rejim muhalifi Liu Şiabo'ya verildi. Pekin yönetiminin ayağına basmak için.
2009'da ABD Başkanı Barack Obama ödüle layık görüldü. Oysa Beyaz Saray'a yerleşeli henüz birkaç ay olmuştu. Üstelik ABD o sırada iki cephede birden savaşıyordu ve Obama, Afganistan'daki askeri varlığını artırma, yani savaşı şiddetlendirme kararı vermişti.
2008'de ödül Martti Ahtisaari'ye gitti. Hani şu uluslararası arabulucuya. Elini uzattığı her yerde yeni sorunlara, yeni çatışmalara yol açan "Akil adam"a.
Bu örnekler bile Nobel Barış Ödülü Komitesi'nin pek de barışçıl amaçlarla veya niyetlerle hareket etmediğini göstermeye yeterli.
Sızan haberler doğruysa, kurul bu yıl da özgürlükleri, insan haklarını ve demokrasiyi teşvik adına birilerini, daha doğrusu birçok Arap ülkesinin yönetimlerini öfkelendirmeye hazırlanıyor. Zira, Nobel Barış Ödülü'nün en güçlü adayları olarak "Arap Baharı"nın "Kahramanları" gösteriliyor. Kimler? Sayayım:
* Mısır'da Hüsnü Mübarek'i düşüren Tahrir eylemcilerinin sert çekirdeği olan "6 Nisan Hareketi"nin kurucusu Esra Abdulfettah.
* Tahrir eylemcilerinin bir başka lideri, siber eylemci Vael Gonim. 30 yaşındaki Gonim, "Time" dergisince "2011'in en etkili kişileri" listesine konularak zaten küresel bir üne kavuştu.
* Bir diğer aday, Facebook'ta üç dilde (Arapça, İngilizce, Fransızca) ilk protestodan Zeynel Abidin Bin Ali'nin ülkeyi terk etmesine kadar her gün "Tunus Devrimi"nin günlüğünü yayınlayan blog yazarı 27 yaşındaki Lina Bin Menni.
* Nobel Barış Ödülü Komitesi'nin dosyasında bir isim daha var: Adonis. Asıl adı Ali Ahmet Said Eşber olan 81 yaşındaki Suriyeli ozan. Suriyeli ama 1961'de Lübnan vatandaşlığına geçti, orada iç savaş patlak verince Fransa'ya geçti. 1980'lerin başından beri Paris'te yaşıyor. Türkiye'yi, özellikle İstanbul'u iyi biliyor. Uluslararası Nâzım Hikmet Şiir Ödülü'nün ilki ona verilmişti. Peki, niye Adonis de Barış Ödülü'ne aday? Cevap: Çünkü Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a "Çekil" çağrısı yaptı. Hariçten gazel okumak böylesine "Prestijli" bir ödülü kazanmaya yeter mi? Herhalde yetiyor olmalı ki Nobelciler onu da listeye yazdılar. Ne de olsa asıl amaç Esad'ın üstündeki baskıyı artırmak. Adonis o amacın sadece aracı. Tıpkı geçen yıl Çin'e Liu Şiabo üstünden baskı yapmaya kalkışılması gibi.
Bana kalırsa, Nobel Barış Ödülü Komitesi'nin listesi eksik. Daha doğrusu, "Arap Baharı"nın "Gerçek" veya "Gizli" kahramanları unutulmuş. Hatırlatayım:
* Mısırlı ve Tunuslu "Devrimciler"i eğiten Sırbistan'daki Otpor hareketi Nobel Barış Ödülü'nü kimbilir kaç yıldır hak ediyor. Kaç yıldan kastım şu: Ukrayna'daki "Portakal Devrimi"nin, Gürcistan'daki "Karanfil Devrimi"nin, Kırgızistan'daki "Gül Devrimi"nin öncüleri de Otpor'un Belgrad'daki merkezinde "Deneyimli devrimciler" tarafından yetiştirildiler. (Not: Otpor militanlarının deneyimleri, 1996'da Miloseviç'i devirmelerinden geliyor.) Her ne kadar şimdi o devrimlerin yerinde yeller esse de, Otpor'un misyonunu yerine getirmiş olması bile ödülü kazanmasına yeter. Hem sonra bu ödülle Otpor yeni devrimleri hazırlamaya, yeni devrimcileri yetiştirmeye teşvik edilmiş de olur. Haksız mıyım?
* En az Otpor kadar ödülü hak eden bir kahraman daha var: Gene Sharp. Şiddete başvurmadan devrim yapmanın yöntemlerini geliştiren Amerikalı aydın. Mısır'da, Tunus'ta devrimci gençler onun el kitabındaki taktikleri uyguladılar. Bire bir. Her grubun meydanda nerede mevzileneceği, hangi sloganları atacağı kitapta ayrıntılı olarak anlatılıyordu. Sharp, dünyanın her yerindeki devrimci adaylarının yararlanabilmeleri için 93 sayfalık kitabını internete yükledi. Hem de 24 dilde! Ücretsiz indirilebiliyor. Adı: "From Dictatorship To Democracy".
Gene Sharp, Barış Ödülü'nü kazanmadan dünyadan göç ederse gözü açık gidecek. Nobel Barış Ödülü Komitesi'ne hatırlatırım; Sharp 83 yaşında. Bir ayağı çukurda sayılır. Elinizi çabuk tutun.