Kafkas ve Orta Asya enerji kaynaklarının denetimini hedefleyen "Yüzyılın satranç partisi"nde taraflar tüm piyonlarını kullandılar, sıra atın, filin, hatta vezirin sürülmesine geldi. Yani daha riskli ama aynı zamanda, daha iddialı hamlelere...
Daha riskli; çünkü bu hamleler özellikle Kafkaslar'da -zaten sıkça görülen-sıcak çatışmaların tohumunu ekebilir.
Daha iddialı; çünkü yine bu hamleler 21'inci yüzyılın bu en önemli bölgesinde jeostratejik dengelerin alt-üst edilmesinin bile göze alındığı anlamına gelebilir.
CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, Meclis Başkanlığı'na Başbakan Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle bir önerge verdi. Sorusu şöyle: "Azerbaycan'la doğalgaz anlaşması yapılması için, Türkiye-Ermenistan sınır kapısı baskı unsuru olarak kullanılıyor mu?"
Erdoğan, Dışişleri ve Enerji bakanlıklarından aldığı bilgiye dayanarak bu önergeye hiç kuşkusuz, "Böyle bir şey asla söz konusu değil" yanıtını verecek.
Hem doğru, hem yanlış. Türkiye açısından doğru, Azerbaycan açısından yanlış.
Nabucco'yu siyasi koz yapmak
Buyurun, iktidar yanlısı Azeri gazetesi "Zaman"da 31 Mart'ta Ürfan Memmedli imzasıyla yayınlanan yorum-haber:
"Nabucco projesini 'Yüzyılın anlaşması' olarak nitelendirilen Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) petrol boru hattıyla kıyaslamak mümkün. BTC'nin bir gün Dağlık Karabağ'ı bize geri vereceğini ümit ediyorduk. Ne yazık ki olmadı. Bunda ekonomik gücümüzün zayıflığının ve alternatiflerimizin olmamasının da büyük rolü oldu. Ancak Azerbaycan, Nabucco projesinde manevra imkânına sahip. Şimdi ekonomimiz 1990'ların başında olduğu gibi zayıf değil, ayrıca seçim imkanımız da var.
Nabucco bizden çok Avrupa için gerekli. Avrupa bu proje aracılığıyla Rusya'ya gaz bağımlılığını kısmen de olsa azaltmak istiyor. Bu nedenle, ne olursa olsun Avrupa söz konusu projeyi gerçekleştirmeye mahkûm. Aksi takdirde Rusya'nın dayatmalarıyla yaşamayı kabullenmeli.
Tabii Rusya da bu hegemonyayı kolay kolay kaybetmek istemiyor. Bu yüzden Azerbaycan gazının tümünü dünya pazarındaki fiyatıyla almayı teklif etti. Avrupa'nın gaz ihtiyacı, Rusya'nın ise hegemonya iddiası Azerbaycan'a manevra yapma imkânı sağlıyor. Rusya'yla anlaşmak biraz riskli bir adım. Ancak Azerbaycan, küçük bir devlet olmasına rağmen, Avrupa ile Rusya arasında anahtar rolü oynayabilir. Tabii ki bu imkândan yararlanılmalı. Rusya ile imzalanan memorandum belki de bu amaca hizmet ediyor.
Ayrıca Nabucco, Azerbaycan'dan çok Türkiye için gerekli. Nabucco olmazsa, Azerbaycan doğalgazını diğer güzergâhlarla naklederek parasını kazanacak. Türkiye ise geçiş ücretiyle kazanacağı paradan mahrum kalacak."
Dağlık Karabağ-gaz denklemi
Azerbaycan bu satranç oyununda, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu karşı tarafı sıkıştırmak için atını, hatta filini sürdü; yazıda "Biraz riskli bir adım" diye değerlendirilen Rusya'yla gaz anlaşması imzalamayı bile göze aldı.
Bakü'nün planı veya hesabı, Türkiye'ye ve Nabucco cephesine Rusya kozuyla baskı yapmak. Hangi konuda? Elbette Dağlık Karabağ sorununda.
Ankara'da güvendiğimiz, bugüne kadar güvenimizi hiç boşa çıkarmayan bir kaynak Azerbaycan'ın bu hamleleriyle ilgili olarak başkentte hiç değilse bazı çevrelerde hâkim olmaya başlayan görüşü bize şöyle özetledi: "Konunun iki yönü var. 1-Yukarı Karabağ. 2-Enerji diplomasisi.
Yukarı Karabağ konusunda Azeriler'de yönetime yakın veya yönetim üstünde etkili bir kesim, 'Biz bir şey yapmayalım, bu sorunun çözümü Türkiye'ye havale edelim. Biz petrolden, doğalgazdan para kazanmaya bakalım' görüşünü dillendirmeye başladı.
Enerji diplomasisine gelince; yine bu Azeri çevreleri, 'Gazı size bin metreküpü 120 dolardan satıyoruz, oysa Rusya 350 dolar teklif ediyor' diyerek pazarlığı kızıştırmaya, Türkiye'yi sıkıştırmaya çalışıyor. Son dönemde Ankara-Bakü ilişkilerinin gerginleştiği izlenimine yol açan olayların özü bu."
Kim bilir daha ne hamlelerle karşılaşacak, ne saf değiştirmeler göreceğiz... Adı üstünde; "Yüzyılın satranç partisi" oynanıyor.