Ergenekon Operasyonu'nun 12'nci dalgasının flaş zanlısı Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal olunca, 2002 yazındaki olaylar dizisi yeniden gündemin odağına oturdu.
O dönemde komplo teorilerine kadar vardırılan iddialar iki grupta toplanıyordu:
1- Başbakan Ecevit yanlış tedaviyle safdışı bırakılmak istendi.
2- Ecevit Hükümeti dış müdahalelerle düşürülmek istendi.
Sevgili Yavuz Donat iki gündür o dönemin tanıklarıyla görüşerek 2002 yazının perdesini aralamaya çalışıyor.
Tanıklardan biri de dün bizi ziyaret etti: Ecevit Hükümeti'nin Bayındırlık ve İskân Bakanı ve MHP'nin o dönemde iki numaralı ismi Koray Aydın.
Sohbette önce Ecevit'e Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde kasten yanlış tedavi uygulanarak sağlığının iyice bozulması iddialarının doğruluk ölçüsünü sorduk.
Ecevit'in tedavisi
Koray Aydın güldü: "Doğru değil. Ecevit'in sağlığı tedaviden önce de çok kötüydü. Bakanlar Kurulu toplantılarında ha düştü, ha düşecek diye ödümüz kopuyordu. Fiziki melekelerinin hiçbirini kullanamayacak duruma gelmişti."
Sonra ikinci iddiayı hatırlattık: "Peki, hükümeti devirmek için baskılar, girişimler oldu mu?"
İşte yanıtı: "Elbette oldu. Hem siyasi, hem de siyaset dışı. Ben siyasi çevrelerin girişimlerini olağan buluyorum. Ama siyaset dışı müdahaleler de oldu. Ve bu müdahaleleri yapanların arasında büyük sermaye ile medya da vardı."
Hangi medya grubu veya gruplarını kastettiğini sorduk. "Almanya toplantısını ve Rodos tatilini hatırlayın" yanıtıyla yetindi.
Onun geçiştirdiği iki referansı biz açalım: 4 Temmuz 2002'de Doğan Medya Grubu'nun Frankfurt'taki baskı tesislerinin açılışına dönemin önemli siyasi aktörleri de katıldı: Tayyip Erdoğan, Mesut Yılmaz, İsmail Cem ve Tansu Çiller. Davet edilmeyen Devlet Bahçeli, MHP'yi devre dışı bırakma planları yapıldığı kuşkusuna kapıldı ve 3 gün sonra, 7 Temmuz'da erken seçim istedi. Bu çağrı DSP'nin parçalanmasında tetikleyici oldu, 21 Temmuz'da İsmail Cem ile Hüsamettin Özkan'ın başı çektikleri bir grup DSP'li Yeni Türkiye Partisi'ni (YTP) kurdu.
Ünlü Rodos tatili
Siyaset mühendisliği iddialarını körükleyen ikinci buluşma ise "Rodos tatili" diye tarihe geçti. Aydın Doğan ile dönemin DYP lideri Tansu Çiller'in eşi Özer Çiller, Doğan'ın yatıyla Rodos'a gittiler. Doğan grubunun bazı isimlerinin de katıldığı bu gezide DYP-ANAP-YTP koalisyonu kurularak erken seçimin gündemden çıkarılması planları hazırlandığı ama Çiller'in reddettiği öne sürüldü.
Sonuçta 3 Kasım 2002'de seçime gidildi... Sonrası malum.
Aydın'a "Hükümetinizi düşürme çabalarında ABD'nin yaklaşan Irak harekâtına Ecevit ve Bahçeli'nin karşı çıktıkları iddiaları ağırlıklı gerekçe olarak kullanılıyor. Doğru mu" diye sorduk.
İç çekerek yanıtladı: "ABD ile çeşitli düzeylerde görüşmeler yapılıyordu. Harekâta destek vermeyeceğimiz kanısı yaygındı..."
Aydın gerisini getirmedi. Bakalım getiren çıkacak mı? Veya gerçekten gerisi var mı?