Kral Süleyman'ın hem iyi, hem de kötü günlerinde, kulağına durmaksızın "Bunların hepsi geçecek" diye fısıldamakla yükümlü bir hizmetkârı olduğu rivayet edilir.
Finansal-ekonomik kasırganın dünyanın altını üstüne getirdiği bugünlerde de galiba büyük-küçük tüm ülkelerin liderlerinin ve karar vericilerin de böyle bir görevliye ihtiyaçları var. Günün ötesine geçebilmeleri, yarına hazırlanmaları ve halkları yarına hazırlamaları için.
Çünkü nasıl olsa bir gün "Bunların hepsi geçecek."
Evet, delip de geçecek. Binlerce kişi intihar edecek. (Şimdiden Çin'de dakikada iki kişi hayatına son veriyor.) Milyonlarca kişi işini yitirecek. On milyonlarca kişi yoksullaşacak. Yüz milyonlarca kişi açlar ordusuna katılacak.
Evet, borçlanmaya dayalı stratejilerle büyüyen birçok grup ve "Yeni zengin", kriz sonrası tüyleri yolunmuş tavuğa dönecek. Rus oligarkları (Oleg Deripaska, Roman Abramoviç, Vladimir Polanin. Aleksey Mordaşov, Mihail Prohorov ve daha niceleri), Çin milyarderleri (Yang Huyan, Larry Yung, Yan Cheung, Cheung Chung Ku Zhang Xin ve daha onlarcası) gibi.
Evet, servetler ve o servetlerin dayandığı büyük gruplar el değiştirecek. Hatta İtalya'da görüldüğü gibi, birçok işletme kasalardan taşan nakit parayı aklamak için krizden yararlanan mafyanın, uyuşturucu baronlarının, organize suç örgütlerinin eline geçecek.
Hatta düşlerini gerçeğe dönüştürmek için çöl ortasında yeryüzü cennetleri yaratan kara altın zengini Araplar bile, sağlık merkezlerinde zayıflama küründen geçmiş gibi incelecekler.
Çok kutuplu dünya
Madalyonun bir de öbür yüzü var: Bulutlar dağılınca yepyeni bir gezegenle karşılaşacağız.
Bugüne kadar söylemden öteye geçmeyen "Çok kutuplu dünya"nın gerçekleştiğini göreceğiz. Kimileri bunu "Dünyanın çekim merkezinin Doğu'ya doğru yönelmesi" diye ifade etmeye başladı bile. (CIA'in geçen yıl yayınlanan "2020'de dünya nasıl olacak?" başlıklı raporunda bu gelişmeler şaşırtacak kadar yüksek bir isabet oranıyla anlatılıyordu. Ve bugün ABD'nin tekelinde olan küresel aktörlüğün yeni adayları şöyle sıralanıyordu: Çin, Hindistan, Japonya, Brezilya, Endonezya, Avrupa Birliği, belki Rusya, belki Güney Afrika ve yine belki Güneydoğu Asya ülkelerinden biri. Rapor sadece bir öngörüde hafif yanıldı: Küresel ekonomik krizin 2010'da patlak vereceğini tahmin etti. Tüh!)
Kriz bulutları dağılınca "Çok kutuplu dünya" coğrafyasının devletlerin yanı sıra küresel şirketler açısından da yepyeni dengeler yarattığına tanık olacağız. Çok sık kullanıldığı için etkisini epeyce yitiren "Krizi fırsata çevirmek" söyleminin ne anlama geldiğini işte o zaman kavrayacağız. Krize nakitte giren ve de cesaretini, ileri görüşlülüğünü yitirmeyen bazı gruplar bu fırsatın tohumlarını ekmeye başladılar bile: Daha düne kadar "Kapitalizmin tek taş pırlantaları" denilen birçok şirketin piyasa değerinin yüzde 8090'ını yitirmesinden yararlanıp sessiz sedasız hisse senedi topluyorlar.
Çok kutuplu iş âlemi
Yine önemli nakit varlığına sahip bazı gruplar da şirket satın alma operasyonlarıyla kriz sonrası dönemin küresel oyuncuları arasına katılmaya hazırlanıyorlar. Bir başka deyişle, iş dünyasında da "Çok kutuplu dünya"nın temelleri atılıyor.
Önde gelen danışmanlık firmalarından "Boston Consulting Group", birkaç gün önce yayınladığı "Yeni Küresel Oyuncular" raporunda, krizin pençesinde kıvranan Batı'nın büyük şirketlerini Batı'nın devlerini yutmaya niyetlenen yeni "Kaplanlar"a karşı uyardı.
Raporda geçen yıl krize rağmen ciroları 1.5 milyar doları aşan 100 şirket sıralandı. 14 ülkeden 100 kaplan adayı. "Dünyayı fethetmeye" hazırlananlar arasında 2 Türk grubu da var: Koç Holding ile Sabancı Holding.
Gerek Koç'un, gerekse Sabancı'nın uzun yıllardır dışa açık olduğunu, yabancı gruplarla birçok ortaklık kurduğunu dünyada tabii ki bilmeyen yok. Zaten raporda da bu vurgulanıyor. Ancak artık işin rengi "Biraz!" farklı: Eskiden yabancılara "Ortak olan" bu iki grubumuz şimdi "Ortak kabul eden", hatta tümüyle satın alan konumuna geliyorlar. Parametreler değişiyor.
O nedenle raporda, Amerikalı ve Avrupalı şirketlere, Yeni Kaplanlar'ın canlarını yakacak birer rakip olmalarını istemiyorlarsa, şimdiden onlarla işbirliğinin, ortaklığın yollarını aramaları gerektiği mesajı veriliyor.
Krizde kartlar yeniden karılıyor. Bulutlar dağıldığında, dünyayı çok değişmiş bulacağız, çok...