Hatay'ın Samandağ ilçesinde kış günü bin hektarlık alanda iki noktada birden çıkan ve şiddetli rüzgâr nedeniyle söndürülemeyen orman yangını acılarımızı depreştirdi.
1992'de iki doğa âşığı, Nihat Gökyiğit ile Hayrettin Karaca tarafından kurulan ve günümüzde en saygın, en güvenilir sivil toplum kuruluşları arasında sayılan TEMA'nın (Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı) en üst karar organı olan Mütevelliler Heyeti'nde görev yapıyoruz.
Biz mütevelliler yılda iki kez "Olağan toplantı" için bir araya geliyoruz. İlkinde gelecek yılın çalışma programı ve tahmini bütçesini inceleyip karara bağlıyoruz. İkincisinde ise geride kalan yılın çalışmaları ile kesin bilançosunu değerlendiriyoruz.
Fail-i meçhul yangınlar
2009 yılı çalışma programı ve tahmini bütçesini sonuçlandırmak için geçen hafta içinde toplandık. Dağıtılan programdaki bir faaliyet özellikle ilgimizi çekti. Şöyle deniyordu:
"Bodrum Türkbükü Biyolojik Çeşitliliği Koruma ve Bitkilendirme Projesi: "Projenin hedefi, Bodrum Türkbükü sınırları içerisindeki 130 hektarlık proje sahasında; Bodrum Yarımadası'ndaki aşırı betonlaşmanın önüne geçilmesi, sahada var olan biyolojik çeşitliliğin korunması, tahrip edilmiş mevcut bitki örtüsünün korunması ve geliştirilmesi, dikime müsait çıplak alanlara fidan dikilerek mevcut bitki örtüsünün artırılması, yaban hayatının korunması ve geliştirilmesi, sahada mevcut erozyonun önlenmesidir. 2007 yılında çıkan yangınlar sonucunda yok olan fidanların yerine yöreye uygun türde 26.000 adet fidan ile tamamlama yapılması planlanmıştır. Proje sahasının bekçi ile korunmasına devam edilecektir."
Aslında bu satırlarda insanı isyan ettiren bir doğa düşmanlığı ve rant hırsı gizli. Ve de bu düşmanlık ile hırsın el ele vermesinin yol açtığı bir vahşetin öyküsü...
TEMA, sekiz yıl önce Borusan Holding Kurucu Onur Başkanı Asım Kocabıyık'ın finansman desteğiyle (350 bin dolar bağışladı) Bodrum'un Türkbükü beldesinde 130 hektarlık alanda bir projeyi uygulamaya başladı. Alana iki aşamada 86.500 fidan dikildi. Erozyonu önlemek için 13 kilometre taş duvar örüldü. Ayrıca otlatmaya karşı 10 kilometrelik tel çitle güvenceye alındı. Sahanın içine de 15 kilometre yol yapıldı. Ancak 2006 yazında "Nedeni belirlenemeyen" bir yangın artık iyice boy vermiş olan fidanları birkaç saatte kül ediverdi.
TEMA yılmadı. Daha alevlerin dumanı tüterken alanı ağaçlandırmak için yeniden kolları sıvadı. Yaklaşık 60 bin kadar fidan dikti. Ne var ki, ertesi yıl, yani geçen yaz yine "Belirlenemeyen nedenle" yangın çıkmasın mı? Hem de iki kez! Önce 21 Haziran 2007'de. Ardından 7 Temmuz 2007'de. Yani, erken genel seçimin arefesinde! Bu iki yangında da dikilen fidanların yüzde 80'i göz göre göre yok oldu. Gencecik fidanların tüyler ürpertici çığlığını, ancak ormancılar ve söndürme çalışmalarına katılan gönüllüler bilebilir.
El mi yaman, yoksa bey mi?
2009'da bir kez daha ve de kıt imkanlarla neredeyse sıfırdan başlanacak. Bu kez bir önlem daha alındı; proje bölgesinde maaşını TEMA'nın ödediği bekçi görevlendirildi.
174 bitki türü barındıran Türkbükü'ndeki 130 hektarlık (Müteahhitlerin ağzının suyunu akıtan rakamla ifade etmek gerekirse, 1.300.000 metrekarelik) alan, yürüyüş parkurları, atlı gezi güzergahlarıyla, kuş gözlem noktalarıyla, mini bitki müzesiyle bir cennete dönüşecek. Tabii proje sonuçlandırılabilirse... Çünkü biz kişisel olarak pek umutlu değiliz. Nedenini anlatalım:
TEMA geçen yazın iki yangınından sonra bir kez daha hazırladığı ağaçlandırma projesini Çevre ve Orman Bakanlığı'na gönderdi. Dosya garip bir şekilde kayboldu. Bir daha gönderildi. Sesseda çıkmayınca soruldu; "Dosyanız kayıp" cevabı verildi. TEMA yönetimi işin peşini bırakmadı, proje üçüncü kez dosyalanıp bakanlığa ulaştırıldı.
Konuyu iyi bilen ve gelişmeleri günü gününe izleyen bir mütevelli, "Türkbükü'nde saha yapılaşma için çok cazip. Çünkü bakir. Yüzlerce ev inşa edilebilir. O yüzden çok kişinin ağzının suyu akıyor. O yüzden çok çelme atılıyor" dedi.
Ey çevreciler, ey Bodrumlular, ey Egeliler ve ey Türk halkı; torunlarınıza biraz olsun yeşil bir vatan bırakmak istiyorsanız, Türkiye'nin çöle ve betona dönüşmesine gönlünüz razı değilse, TEMA'yı Türkbükü'nde yalnız bırakmayın...