Kuvvet komutanlıkları ile Genelkurmay Başkanlığı'ndaki devirteslim törenlerinde yapılan konuşmaları her zaman çok önemsedik.
Çünkü kuvvet komutanlıklarındaki törenlerde Türk Silahlı Kuvvetleri'nde esmekte olan rüzgarların serpintilerini hissedebilirsiniz.
Genelkurmay Başkanlığı'ndaki törenlerde de görevi devredenin bilançosu, üstlenenin ise yol haritası hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.
Orgeneral Hilmi Özkök iki yıl önce Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a Genelkurmay Başkanlığı'yla birlikte Ortadoğu ve Kıbrıs gibi çok yıllar öncesine dayanan sorunların yanı sıra Irak -ve de Kuzey Irak-, Afganistan, uluslararası terörle asimetrik mücadele gibi krizlerin dosyalarını da devretti.
Orgeneral Büyükanıt döneminde bu dosyalara veya sorunlara İran eklendi.
Ve Orgeneral Başbuğ'un tam da görevi devraldığı günlerde kucağına bir ateşten top daha düştü: Kafkaslar. Rusya'nın yeniden dünya sahnesine dönmesi. Karadeniz'in sularının ısınmaya başlaması. Güney Osetya savaşıyla birlikte "Dondurulmuş ihtilaflar" denilen oluşumların yeni bir ivme veya boyut kazanması.
Hükümetin bu konudaki görüşünü ve politikalarını biliyoruz: "Türkiye, Gürcistan'ın bağımsızlığına, egemenliğine ve toprak büyüklüğüne önem atfediyor. Sorunun barışçı yollarla çözümlenmesini savunuyor" (Dışişleri Bakanlığı'nın 26 Ağustos'taki yazılı açıklaması), ayrıca "Rusya'nın Güney Osetya ve Abhazya'nın bağımsızlığını tanıdığını ilan etmesini endişeyle karşılıyor." (Dışişleri Bakanlığı'nın 28 Ağustos tarihli yazılı açıklaması)
Genişletilmiş Karadeniz Projesi
Peki asker Kafkaslar'daki ve Karadeniz'deki gelişmeleri nasıl görüyor? İşte:
"Karadeniz de bir sorunlar yumağı haline getirilmeye çalışılıyor." (Org. Büyükanıt'ın veda konuşmasından)
Hangi güçler Karadeniz'i karıştırmaya çalışıyor? Yanıtın ipuçlarını Birinci Ordu Komutanlığı'na atanan Orgeneral Ergin Saygun'un Genelkurmay 2'nci Başkanı olduğu dönemde, 3 Mayıs 2007 tarihinde Harp Akademileri Komutanlığı'nda düzenlenen "Güvenliğin yeni boyutları ve uluslararası örgütler" konulu konferansta yaptığı sunumda buluyoruz: "Çok çeşitli aktörlerin rol almaya başladığı Karadeniz'de mevcut dengeleri bozmaya matuf ısrarlı çabalar görülüyor. Genişletilmiş Karadeniz, Büyük Karadeniz gibi birtakım değişimler ve çalışmalar var. Bazı sorunları Karadeniz'e çekme girişimleri, bölgedeki istikrarı bozabilecek tehlikeli uygulamalar olarak mütalaa edilmelidir."
"Genişletilmiş Karadeniz", tıpkı "Genişletilmiş Ortadoğu" gibi ABD'nin geliştirdiği bir proje. Fikir babaları arasında Afganistan sorununun bir numaralı sorumlusu olan Zbigniew Brzezinski de var. Proje ile Rusya'nın kuşatılması ve geriletilmesi, Hazar'ın enerji kaynaklarının denetimi, İran'ın çevrelenmesi amaçlanıyor. Bu amaçlara ulaşmak için de gül, karanfil, portakal gibi renkli-çiçekli devrimlerle uygun rejimlerin kurulması (Gürcistan ve Ukrayna'da başarıldı, Ermenistan kıl payı atlattı, Azerbaycan politika değişikliğiyle kurtuldu), Karadeniz'i çevreleyen ülkelerin tabii -Rusya dışında- NATO'ya alınması, bir bölümünün AB üyesi yapılması, bir bölümünün de AB'ye sıkı bağlarla kenetlenmesi gibi araçlar öngörülüyor.
Karadeniz'le ilgili bu amaçlara ve araçlara bir komutan daha değindi: Orgeneral Işık Koşaner. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nı devraldığı törendeki konuşmasında. Buyurun:
"Küreselleşmenin önünde en büyük engel olarak görülen ulus devlet; ekonomik güdümlemeler, mikro etnik kışkırtmalar, ülkelerin rejimlerini ve düzenlerini yeniden tanımlamalar, ülkelere aşılanan renkli başkaldırılar ve ülke isimlerinin önüne eklenmeye çalışılan sıfatlar ile ortadan kaldırılmaya çalışılıyor."
Gerçi Org. Başbuğ, "Türkiye'nin ABD ile ilişkileri, belirli bir konuya bağlanamayacak kadar geniş ve kapsamlı" diyor ama yukarda birkaç örneğini verdiğimiz çıkışlardan askerde Washington'a karşı öfkenin kabarmakta olduğu izlenimi edindik. En azından Washington'daki yönetime ve o yönetimi kuşatan malum şahinler şahinikadrolara karşı. Yanılıyor muyuz?