CHP ile organik bağı olmamış veya ilişkisi yıllar önce kopmuş bir grup, Baykal'a karşı bir kez dahahareket başlattılar.
Talepleri: "Baykal çekilsin, hatta siyaseti bıraksın." Gerekçeleri: "Çünkü başarısız. Genel başkan ve yönetim değişikliği olmadan CHP yükselişe geçemez."
Acaba öyle mi? Genel başkan veya lider değişikliği partilerin oyunu artırıyor mu? Geçmişteki örnekler hiç de o sonucu vermiyor.
ANAP, Özal'ın genel başkanlığında girdiği 1987 seçimlerinde oyların yüzde 36.31'ini aldı. Özal daha sonra Çankaya'ya çıkıp bayrak Mesut Yılmaz'a geçince ANAP'ın oyu 1991'de 24.01'e, 1995'te 19.65'e, 1999'da 13.22'ye, 2002'de 5.13'e geriledi. Yılmaz gitti, ANAP seçime bile katılamadı.
DYP'nin Demirel'in kaptanlığında girdiği 1991 seçimlerindeki oyu yüzde 27.03'tü. Özal'ın ölümüyle Demirel'in Köşk'e çıkması, yerine Tansu Çiller'in gelmesinden sonra DYP'nin oyu 1995'te 19.18'e, 1999'da 12.03'e, 2002'de 9.54'e düştü. Çiller gitti, Mehmet Ağar geldi, 2007 seçimlerinde DYP oyların ancak yüzde 5.5'ini alabildi.
Erbakan sonrası Saadet Partisi'nin durumu da ortada.
2002 yenilgisinden sonra bir ara çekilmeyi düşünen Bahçeli'nin kararını değiştirmesinin isabeti 22 Temmuz seçimleriyle doğrulandı.
Sosyal demokrasinin krizi
Baykal'a karşı "Ret Cephesi" oluşturanların bir başka gerekçesi: "Baykal CHP'nin çizgisini değiştirdi. Partinin kurtuluşu sosyal demokrat politikalara dönüşten geçiyor."
Doğru mu? Bizce değil. Öncelikle tüm araştırmalarda Türkiye'de kendilerini sosyal demokrat diye tanımlayan seçmen kitlesi yüzde 15-16 dolaylarında çıkıyor.
İkincisi, 1982 Anayasası yürürlükte kaldığı sürece Türkiye'de ne sosyal demokrat politikalar üretmek mümkün, ne de sosyal demokrat veya sol tabanı genişletmek. Çünkü bu Anayasa sola kapalı. Örgütlü topluma engel. Özgürlüklere karşı. Bu Anayasa'nın mimarları siyasi katılımı, çoğulculuğu engelleyerek apolitik bir toplum inşa etmeyi amaçladılar. Başardılar da.
Üçüncüsü, tüm dünyada, özellikle de Avrupa'da sosyal demokrasi derin bir kriz yaşıyor. 10 yıl önce 13 Avrupa ülkesinde sosyal demokrat veya sosyalist partiler iktidardaydı, bugün 4'e indi. Onun da 3'ü koalisyonların küçük ortağı olarak hükümetlerde tutunmaya çalışıyor. Nedeni; küreselleşme çağında sosyal demokrasinin ilkelerinin ve politikalarının bir türlü yeniden tanımlanamaması. Malların ve sermayenin serbest dolaşımına işgücünün serbest dolaşımının da eklenmesi sonucu Batı'nın emekçi sınıfının ücret ve refah düzeyinin Çin, Hindistan, Güneydoğu Asya ülkelerinin ucuz işgücünün rekabeti karşısında sürekli gerilemesi, sendikaların sürekli kan kaybetmesi, taşeron sisteminin kökleşmesi gibi yeni sorunlara bir türlü sosyal demokrat çözümler bulunamaması.
CHP'nin ve Baykal'ın elbette eleştiriye de, özeleştiriye de ihtiyaçları var. Elbette politikaları, hatta CHP'nin çizgisi tartışılabilir, programı masaya yatırılabilir. Yapılmalı da.
Ama bu iş veya görev CHP'lilere, düz üyelerinden delegelerine, ilçelerden genel merkeze kadar her kademedeki yönetimlerine, il başkanlarından milletvekillerine kadar tüm temsilcilerine düşer. Baykal'ın gitmesi gerekiyorsa, kararı onlar verecekler.
Hariçten gazel okuyan "Aslan sosyal demokratlar"a gelince; madem CHP artık sosyal demokrat çizgide değil, madem solda boşluk var, madem solda yenilenme süreci gerekli; buyurun meydan sizin. İşte deve, işte hendek. Kurun partinizi, "Umut" olun! CHP'yi de kaderiyle baş başa bırakın!