Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Az gittik, uz gittik

İki gün önce ABD'deki düşünce kuruluşlarından "Özgürlük Evi"nin (Freedom House) Türkiye'yi "Kısmen özgür" göstermeye devam ettiği son araştırmasını konu alan yazımızı şöyle bitirmiştik:
"Onca demokratikleşme paketine rağmen bir arpa boyu mu yol gittik? Özgürleştirmeyen reformlar mı yaptık?"
TÜSİAD'ın tam da o gün açıkladığı "Türkiye'de Demokratikleşme Perspektifleri" raporu bu sorunun yanıtını veriyor. Rapor, rahmetli Prof. Dr. Bülent Tanör'ün 10 yıl önceki çalışmasını güncelleştirmeyi, yani 1997'den bu yana ne mesafe katedildiğini göstermeyi amaçlıyor.
Tanör, "Türkiye iki yakıcı sorunun kuşatması altında: Laiklik ile İslam'ı, ulusal devlet ile etnik kimlikleri demokrasi içinde barıştırmayı denemek" tespitiyle başlayan çalışmasında, demokratikleşme önündeki engellerin listesini yapmıştı. Bir bölümünü hatırlatalım:
* Seçimler 4 yılda bir yapılmalı, baraj yüzde 5 civarına indirilmeli.
* Cumhurbaşkanı sembolik olmalı, yetkileri daraltılmalı.
* Genelkurmay başkanı, milli savunma bakanına bağlanmalı.
* MGK anayasal kurum olmaktan çıkarılmalı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin savunma görevleri ve hükümetle işbirliği 1960 öncesi gibi Milli Savunma Yüksek Kurulu veya benzeri bir kuruluşa bağlanmalı.
* İmam-hatip liselerinin din görevlisi ihtiyacını karşılayacak kadarı korunmalı, diğerleri genel veya teknik liseye dönüştürülmeli. Din dersi zorunlu olmaktan çıkarılmalı.
* Vatandaşlara isim özgürlüğü tanınmalı. Köy, kent, mezra, dere, tepe gibi coğrafi isimlerin değiştirilmesinden vazgeçilmeli, eski isimlere dönülebilmeli.
* Okulda ve/veya okul dışı kurumlarda ana dilini öğrenme ve geliştirme hakkı sağlanmalı.
* Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemlerden Yüksek Askeri Şura kararlarına kadar Anayasa'nın denetim dışı bıraktığı tüm idari işlemlere yargı yolu açılmalı.
* Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kaldırılmalı.
* Anayasa'nın geçici 15'inci maddesi lağvedilmeli.
* Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda adalet bakanının oy hakkı olmamalı, müşteşarın doğal üyeliğine son verilmeli.

10 yıl önce, 10 yıl sonra
Tanör'ün çalışmasını 10 yıl sonra güncelleştiren Prof. Dr. Zafer Üskül neler öneriyor? İşte ondan da bir demet:
* Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmalı.
* MGK anayasal kurum olmaktan çıkmalı. Cumhurbaşkanının yetkileri daraltılmalı.
* Baraj yüzde 4-5 düzeyine düşürülmeli.
* İdari işlemler yargı denetimine açılmalı.
* Din dersi zorunlu olmaktan çıkarılmalı.
* Türkçe dışındaki anadiller okullarda seçmeli ders olmalı.
* Coğrafi adlar sorunu çözümlenmeli, halkın verdiği eski isimlere dönülebilmeli.
Kısacası, Türkiye'nin demokratikleşmesinin önündeki engellerin pek çoğu ve de en önemlilileri 10 yıl sonra da olduğu gibi duruyor.
Rahmetli Tanör, 1997'deki çalışmasında, "Freedom House" raporlarını örnek göstererek, "İnsan hakları ve özgürlüklerini esas alan dünya ölçeğindeki karşılaştırmalı analizlerde Türkiye birtakım Latin Amerika, Asya ve Afrika ülkelerinden bile geride görünüyor" diyordu.
"Freedom House"ın 10 yıl sonra bugün Türkiye'yi hangi ülkelerle bir tuttuğunu iki gün önce saydık: Kenya, Madagaskar, Nijer, Guyana, Nikaragua, Bolivya, Paraguay, Ekvator, Doğu Timor, Papua Yeni Gine...
Bir de "Türkiye çok değişti" demiyorlar mı; gel de "Lahavle" çekme.
Hem sonra, değişmiş olsa, Tanör'ün belirttiği o iki "Yakıcı sorun"u çözmüş olsa, Hrant Dink öldürülür müydü?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA