Avni Özgürel'i çok eskilerden tanırım. Akla ziyan "diyalog reddi" ilkellikleri karşısında ne kadar sabırlı davranabildiğine de tanık olmuşumdur.
Vaktiyle bir sürü uluslararası direniş ve sabotajları aşarak İstanbul'da düzenlediğimiz ITI-UNESCO Dünya Kongresi'nin koordinatörü iken Kültür Bakanlığı bürokratlarının inanılmaz ataletiyle boğuşuyordu.
Düşünün. Kongrenin açılış günü dünyanın dört tarafından gelmiş yüzlerce delege koca salonda toplanmış, bekliyor. Ama simültane çeviri yapacak ekip kabinlerde yok. Nedeni: Resmî anlaşmadaki ücretleri ödenmemiş.
Dehşet içinde yetkili bakanlık görevlisi hanımı arıyor, "Bakarız" türünden lafları yeterli bulamıyor, sorun hemen çözülmezse dünyaya rezil olacağımızı söylüyorum. Aldığım yanıtı unutamam:
"Bana ne?"
Banka şubelerine koşuşup, aramızda "cepten" paralar toplayıp oracıkta çözüyoruz sorunu. Avni kardeşim insanüstü sabrı ve serinkanlılığı ile bunun gibi sayısız zorluğu aştı, kongreyi -Yunanistan ve Güney Kıbrıs dahil- bütün üye ülkelerde bugün bile "unutulmaz kongremiz" diye hayranlıkla sözü edilen bir başarıya ulaştırdı.
Aynı kişi şimdi "akil" fedailerin Ege heyetinde. Önceki gün bir Kütahya otelinde birtakım sivil kuruluş temsilcileriyle görüşüyorlar. Amaç düşünce alışverişi. Derken 300 kadar protestocu ellerinde bayraklarla otelin önünde toplanıyor. Başlıyorlar bağırmaya:
"Akiller, defolun!"
Kim bunlar? CHP, MHP, Ülkü Ocakları ve "milliyetçilik" iddiasındaki başka kuruluşların üyeleri.
Avni Özgürel onlarla konuşmak için otelden çıkınca yuhalayarak üstüne saldırıyorlar. Polisler araya girip konuğu otele sokmak istiyor ama o direnerek tekrar deniyor diyalog kurmayı.
"Durun," diyor, "susun da konuşalım. Ben sizi dinleyeyim. Sonra siz beni dinleyin. Birbirimizi anlayalım."
Hayır.
Düşünce alışverişi olanaksız. Çünkü düşünce yok. Tek bağırtı "Yuuuh, akiller defolun!"
Avni Özgürel otelden MHP Kütahya İl Başkanı'nı arayıp ricada bulunuyor:
"Buyurun, bir çayımızı için. Sizinle konuşalım."
Yanıt: "Gelmiyorum."
İyi etmiş gelmemekle. Öylesiyle konuşup da ne olacak? Ama bir gerçeği kayda geçirmeliyim:
Ben de Türküm. Ulusal kişiliğimizin yüceltilmesine gönül verme anlamında milliyetçiyim. O bayrak benim de onurum. Sloganla değil, canımla savunmuşluğum vardır.
Maganda ellerinde sopa gibi sallanmasına razı olamam.
"Akiller defolun" lafı "Bizim akılla işimiz yok" anlamına gelir.
Günümüz Türkiye'sinin gerçeğinde ise sahneden defolma sırası akıl ve barış düşmanlarındadır.