Satranç raconunda oyuna dışarıdan karışmak ayıptır. Kenardan izlerken görürsünüz: Zora düşmüş oyuncunun yapabileceği beklenmedik bir şey vardır. Öylece açmazdan kurtulup kazançlı duruma geçebilir.
Ama fırsatı fark etmez, gitgide batar. Seyrederken sinirlenirsiniz.
Güney Kıbrıs faciasına bakarken öyle bir eziyet çekiyorum. O bölgeye sempati duyacağımı rüyada görsem inanmazdım. İki haftadır insanlarının saçlarını okşamak geliyor içimden. Kadınları erkekleri meydanlarda ağlaşmaktalar.
Felaket bizim varlık vergisi rezaletimizi akla getiriyor. Vatandaşlar kendi devletlerinin eşkıyalığına hedef oldular. Haklarını korumakla görevli güç "Paranızın sahibi değilsiniz, gerekli gördüğüm kadarına ben el koyarım" deyiverdi.
Ama olay bizdekinden çok daha kapsamlı. Rezilliğimizi kendi paramızla yaptık biz; dış boyut yoktu. Güney Kıbrıs ise avro imparatorluğunun parçası. Sonra, nasıl adanın kuzeyi Türkiye'nın yavru vatanı ise, güneyi de Yunanistan Ana'nın palikaryası. Valide çökünce ona emanet edilmiş paralar buharlaştı.
En can yakıcı sille Avrupa'dan geldi. Sırtını sıvazlayarak birliklerine buyur ettikleri Akdeniz cennetine birdenbire batakçı evlat muamelesi yaptılar. Üstelik medya yoluyla alay ediyorlar, "Kumar bankacılığınız bitti, artık ekonominizin tek kaynağı plajlar" diye.
Rusya ile ilişkiler ayrı bir hezimet. Felaketzede Maliye Bakanı Moskova'da el etek öperek ek kredi istedi. "Bankalarınızdaki Rus varlığı deve olmuşken sen bizi keriz mi sandın ulan?" tepkisiyle karşılaştı.
Nereden baksanız, tam bir cehennem curcunası.
Peki, kurtarıcı hamle ne olabilir?
Tabloyu Güney Kıbrıs'ın, Rusya'nın ya da Türkiye'nin değil de Avrupa'nın gözüyle inceleyin. O açıdan da görüntü hiç parlak değil. Almanya dışındaki üye ülkeler kendi krizleriyle boğuşmakta. Türkiye ile sıkı işbirliği çok yarar sağlar ama olası değil. Çünkü aptalca bir hatayla üye yapılan, sonra keçileşerek Annan planını reddeden Güney Kıbrıs'la arası bozuk. Rusya da Türkiye ile flört ederek onu yanına çekmeye çalışıyor. Eyvah ki eyvah...
Bu durumda aklın yolu besbelli değil mi? Köşeye sıkışan Güney Kıbrıs'a "Annan Amca'nın önerisi uyarınca Türkiye ile anlaş" dersiniz. Ada tümüyle rahatlar, güneyi kurtulur, kuzeyi hızla kalkınır, Yunanistan'ın düzelmesine katkı sağlanır, Rusya parasını kurtarır, Avrupa bizimle işbirliğinden yararlanır. Bir taşla kaç kuş...
Olmayacak şey tabii. Çünkü satrancı akıllıca oynamak akıllıların harcıdır, Sarkozy tipi şaşkınların çizgisinden çıkamayanların değil.