Dünya nereden nereye geliverdi! Kahkahayla gülüyorum. Çocukluğumda değil, gençliğimde de değil, orta yaşlılığımda Rusya "komünist ülke" sayılıyor, Batılı zenginler orayı mülkiyet düşmanlığının kalesi diye lanetliyorlardı.
Şimdi Güney Kıbrıs yönetimi o zenginlerin vereceği borcun teminatı diye bir hafta süreyle bankaların kapılarını kilitleyip paralara el atınca Rusya Başbakanı Medyedev kükredi:
"Ayıptır, yanlıştır! Serbest piyasa ekonomisinde mülkiyet hakları var!"
Öfkesinin nedeni belli:
Güney Kıbrıs bankalarındaki tonla Rus parası tehlikeye girdi.
Peki, o "mevduat" ne arıyor orada? Rusya'da mülkiyet haklarını takmayan Putin- Medyedev yönetiminin şerrinden kaçırıldı!
Yani birdenbire bir kural kargaşası oluşmakta. Batı'nın icat edip dünyaya yaydığı düzen açısından bu seferki kriz çok vahim.
Bakın neden.
O düzenin temelinde bir çeşit "cinsel olmayan fuhuş" vardır:
Emekleriyle geçinen insanlar kendilerini kiralarlar. Çarkların dönmesi kurallara bağlıdır.
İşleyişin aksamaması için belirli ölçüde "temizlik" gerekir.
Sermayeleri pis kokan randevu evi ne olur? Batar.
Bankalar dünyamızdaki egemen düzenin hamamlarıdır.
Çarkların düzgün dönmesinin gerektirdiği asgari temizlik garantisi orada sağlanır. Evde tutarsanız çalınmasından korktuğunuz banknotları hesabınıza yatırır, güvenilir yerde diye rahat uyursunuz. Dilimizdeki "hamamın namusu" deyimini hatırlayın.
Bilirsiniz ki bölünemez kavramlardandır namus.
Birazcık gebelik gibi yarım namus da olmaz. İşte kredilerine teminat sağlamak ve arada Rusya'nın tekerine çomak sokmak isteyen Batılı odakların bastırmasıyla dört gün önce Lefkoşa'da o olmayacak şey denendi.
Kırpıldı hamamın namusu. Gitti gider. Güney Kıbrıs bankaları açılır açılmaz ahalinin para çekmek için telaşla sıraya girmesi nasıl önlenecek, bilmiyorum.
Önlemek için geçici yollar bulunsa bile bundan sonra dünyada hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
En "gelişmiş" ülkelerde bile artık insanlar kuşkuyla bakacak finans kalesi gökdelenlere. (Zaten hepsinde üst üste skandallar patlamakta.
Amerika'da, İngiltere'de, Fransa'da, İtalya'da, hatta "komünist"- kapitalist Çin'de eski bakanların, başbakanların, cumhurbaşkanlarının, parti kodamanlarının paçalarından rezillikler akıyor.) Öyle görünmeyen pek az ülke var. Biri de Türkiye.
Düzenlerinin kolpolarıyla geçmişte bize çok kazık atmış olan dünya egemenlerini kendi yarışlarında sollamamıza sevindiğimi söylersem yalaka diyen çıkar mı?
Çıksın. Ondan çekinen yazı yazmamalı. Hamama giren terler.