Dünya iyice tuhaflaştı. Bir yanda ciddi dertler büsbütün vahimleşirken öte yanda incir çekirdeklik "sorunlar" gündem başlarına oturuveriyor.
Nedeni "Arpa fazla geldi" sözümüzle anlatılan durum galiba. Çünkü gelir uçurumları genişlerken, o tür abukluklar hep aşırı arpalı kesimlerde görülmekte.
"Doğa fazla geldi" de denilebilir. Zira kupkuru tuz sayesinde dertsiz kalınınca enerji taşması hep cinsel içerikli oluyor. Doruklarda sorumluluk üstlenmiş bulunmak bile önleyemiyor densizlik patlamalarını. Amerika'da, Fransa'da cumhurbaşkanlığı, İtalya'da başbakanlık, IMF'de başkanlık ortamlarında yaşananlara bakın.
Ve tabii, ciddi görünmeye en meraklı ülke İngiltere'nin kraliyet ailesine. Bir devletin doruğuna saygısızlık etmek istemem ama densizlik rekorlarının o çevrede kırıldığı açık gerçek.
Yeni de değil. Bırakın altı kraliçe değiştiren, kokot ve fahişelerle evlenip "Beni aldatıyorsun" diye kafalarını kestiren Henry'yi. Atatürk dönemindeki Edward -iffetsizliği sonradan açığa çıkan Amerikalı kadın uğruna- tahtını bırakıvermiş, düzeni altüst etmişti. Kraliçenin kardeşi prensesin zırva gönül dramı da uzun zaman magazin konusu oldu.
Arkadan Diana'nın trajikomedisi geldi. Evlendiği veliahtla geçinemeyen o prensesin sevgililerini Kensington Sarayına otomobil bagajlarında -aklı sıra gizlice- getirttiği ifşa edildi, resmî kayıtlara geçti. Kayınpeder Prens Philip "slut" (şıllık) dedi.
Daha geçenlerde üçüncü sıradaki veliaht prensin Amerikan kumar kentinde anadan doğma âlem yaparken çekilen fotoğrafları ortalığı birbirine kattı. O çalkantı yatışmamışken taze gelin, müstakbel kraliçe düşesin her şeyi güneşe açık görüntüleri yüzünden dünya hop oturup hop kalkıyor.
Kocası karısına "O şeyleri sütyene tık" diyeceğine, paparazzi tayfasını kodese tıktırma derdinde. Anasının gözü İtalyan editör ise sırıtmakta:
"Üstümüze varmayın. Elimizde görüntülerin beteri var. Biz bile utandık da basmadık."
Bir yanda ciddiyet merakı, beride rezalet furyası. Doğanın işi.
Hanedanın çınarı, önceki yüzyılın en mazbut hükümdarı Kraliçe Victoria cinsellik düşmanıydı. "İğrenç bir şey" derdi. Sarayında belden aşağı uzuvların adlı adınca anılması, "kalça" gibi sözcüklerin telaffuz edilmesi yasaktı.
Ama cinsellik alerjisi hanımın kendine koca diye yakışıklı bir prens seçip dokuz çocuk yapmasını engellemedi.
Böyle sorulara bilimsel yanıt arayanlar var. Hollanda'nın Groningen Üniversitesi uzmanları en titiz insanların bile ter, tükürük, çeşitli sıvı ve kokulardan tiksinmeyip nasıl cinsel ilişkiye girebildiğini anlamak için 90 kadından bir gruba erotik, ötekilere erotik olmayan film izlettirmiş, sonra deneklerin hepsinden solucan yanında duran elma yemek gibi şeyler yapmalarını istemişler.
Erotik film izleyicileri öyle şeyleri kolayca yapmış, ötekiler yapamamışlar. Meğer cinsel heyecan duyulunca salgılanan bir hormon iğrenme duygusunu bastırıyormuş...
İyi ki öyle bir önlem almış doğa. Yoksa insan dişisi yaklaşan erkeklere "Ööö" diye diye neslimizi kuruturmuş!