Canavarlaşan kişiler için "İnsanlıktan çıkmış" demek yanlış. İnsanoğlu halen kendi bünyesinde canavarlık barındırıyor. Türümüzün önce insanlığa giriş yapması gerek.
Tam ters özelliklere sahip bireylerin varlığını birbirinden iğrenç örneklerle görmekteyiz. Bir babanın oğlunun balkondan atlayışına tanık olmasına sevinebilen hemcinslerimiz var.
Kafam zonkluyor. Zihin gücümü zorlayarak düşünüyorum. Bu bataktan nasıl çıkarız? Gördüğüm anahtar: kadın.
Evet, kadın. Anneler. Gerekli başlıca özellik olan şefkat doğalarında var zaten. Onu daha bilinçle geliştirecek, toplum içinde de GÜÇLENECEK, o etkinlikle insan gibi insan yetiştirecekler. Bugünkü durumda uygarlaşabilmiş erkekler onların yardımcısı olacak.
Hayal değil. Umut verici belirtiler çoğalmakta. Dün "roman gibi" bir olayın haberini okudunuz:
On yıl önce 28 erkeğin cinsel oyuncak yaptığı küçük kız üniversite sınavı kazanmış, kadınları savunmaya niyetli hukukçu oluyor. Kendisini o zaman korumaya alan erkeklerin yardımıyla.
***
Güç dedim. Hukukta etkinlik onun bir türü. Makro ölçekte daha ağırlıklı olanları var: para, iş alanlarında üst düzey yöneticiliği, siyasal nüfuz.
Bütün ekonomik istatistikler kadınların önünü açmanın yalnız vicdan değil, akıllı çıkarcılık da gereği olduğunu kanıtlıyor. Onu başaran firmalar ve ülkeler daha hızlı zenginleşmekte . Dişi zekâ daha özenli, daha pratik, daha verimli.
Bizdeki sevindirici belirtilerin tanığı olduğum örneklerini vereyim.
Cuma sabahı kadın girişimciler derneği KAGİDER iş alanlarında o zekânın daha iyi değerlendirilmesine yönelik FEM programına uyum sağlayan büyük -ve başarılı- Türk firmalarını sertifikalarla onurlandırdı.
Geçen yıl İstanbul Kültür Üniversitesinin "
Kadının Karar Mekanizmalarında Gücünün Artırılması" konulu seminerinin açılışında Fatma Şahin şunları söylemişti:
"
Çözümleri Mustafa Kemal Atatürk'ün bilim ve akıl noktasında yakalamamız gerekiyor. Birincisi: kadınlarımızın hayatın her alanında etkin olması. İkincisi ise çok önemli: erkeklerin zihinsel dönüşümü."
Fatma Hanım o zaman iktidar partisinin kadın kolları başkanıydı. Bugün kabinedeki en etkin bakanlardan biri.
***
O gün ondan önce konuşan Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Bahar Akıngüç Günver de "
Üniversitemiz aydınlık Türkiye'nin yolunun kadınına eşit haklar vermesinden geçtiğine inanıyor" dedi. Ve birçok eğitim dallarında kız öğrencilerin erkekleri sayıca da aştığını açıkladı.
Toplumumuzun "
okumuş" kesiminin bir mikro modeli gibi gördüğüm o üniversite bugün yeni ders yılına başlıyor. Son sayıları bilmiyorum ama seminerin açıldığı sırada tam zamanlı 374 öğretim üyesi içinde erkek sayısı sadece 149 idi.
Dahası, üniversitenin yeni rektörü de bir kadın uzman!
Mikroyu makroya dönüştürebildiğimiz ölçüde toplumumuz adam değil, insan olacak.