Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Acur değil, acul olalım

Size cucumis desem kızar mısınız?
Önce neyin nesi olduğunu sorarsınız herhalde. Soyadını da söyleyeyim: flexuosus. Yine tanıyamadıysanız, sözlük anlamı: kabakgillerden bir meyve. Kızar mısınız size cucumis flexuosis desem?
Çıngar çıkarmaya niyetiniz yoksa, "Ne var bunda" deyip geçebilirsiniz. Ama hır kastı aramakta kararlıysanız ansiklopedilerde şu bilgiye ulaşırsınız:
"Sürüngen gövdeli, tüylü, hıyara benzer, turşu için kullanılan meyve". O zaman öfkelenmeniz normal olur "Vay sen bana kıllı sürüngen turşuluk hıyar mı diyorsun!" diye.
Söz konusu bitkinin Türkçe adı acur.
Doğrusu dünyada öyle bir şey olduğunu bilmiyordum. En ivedi sorunlarımızdan biri en üst düzeyde tartışılırken gündeme geldi de öğrendim.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek tutuklu milletvekillerini özgürlüğe kavuşturacak çözüm konusunda görüş birliği sağlamak için uğraşmakta ya. Onun politik hesaplarla vakitsiz bilgi sızdırılmasını kınayan sözü bir ajans haberinde "acur davranış" eleştirisi diye duyurulunca hakaret sayıldı.
Şimdi açıklamalar yapıyor:
"Acur demedim, acul dedim."

***

Anlaşmaya değil de anlaşmamaya ahdetmenin zehrini belirten bir sözümüz vardır: "Canım desem 'Canın çıksın' anlıyor!"
Tek harften bile öfke üretildiği olur.
Bir gazete haberinde adı da verilerek bir vatandaşın kedisini kamyon altına attığı bildirilince lanet yağdırılmıştı "canavar ruhlu" adamın üstüne. Neden sonra anlaşıldı ki attığı şey kedisi değil, kendisi.
İnsanlar arasında iletişim ve yakınlaştırma aracı olan dil ters kullanımla bela çıkarabiliyor ama, tersliklerin örtbas edilmesine de yarayabiliyor. Yakın geçmiş eşelendikçe bunun çarpıcı örneklerine rastlıyoruz.
28 Şubat günlerinde bir general başbakana muhabbet tellalı anlamındaki p'li sözcükle "alenen" hakaret etmişti. Şimdi o dönemin milletvekillerinden birinin hatırlattığı gibi, başbakan şikâyetini hem kamuoyuna duyurdu, hem de özel görüşmeyle Cumhurbaşkanı Demirel'in dikkatine sundu.
Daha sonra Süleyman Bey gazetecilerle konuşurken şöyle geçiştirdi generalin sövgüsünü: "Boşalma hakkını kullanmıştır."
Meclis'te verilen soru önergesi tartışılırken de Mesut Yılmaz kabinesinin Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı İsmet Sezgin şöyle buyurdu: "Konuşmanın siyasi amaçlı olmadığı ve suç teşkil etmediği sonucuna varılmıştır."
Şimdi ben burada boşalma hakkımı kullanarak ve isim vererek bütün darbe kuyruklarına p....... desem, siyasi amacım yok diye kovuşturmadan yırtar mıyım acaba?
***

İşin tuhafı, bugün tutuklu vekillerin bırakılmasından demokratik anayasa yapılmasına kadar en önemli konularda büyük çoğunluk temel anlaşmaya varmış görünüyor.
Çirkin boşalmaları geride bırakıp bu ortak çerçeveyi el birliğiyle dolduracak aklımız var mı, yok mu?
Bir an önce dilimizi insanca kullanmaya başlarsak şansımız artar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA