Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Pekin yolunda, Pekinel derdinde

Şükretmeyi bilir misiniz? Bahtınızın size kara göründüğü durumlarda bile "Beterin beteri vardır" diye düşünüp hâlinizden hoşnut olabiliyor musunuz?
O yaklaşım abartılırsa tevekküle ve uyuşukluğa götürür. Ama hep iyi şans beklemek de sürekli hayal kırıklığı yaratır. Çünkü kötü şeylerle karşılaşmak iyi bir şey yaşamaktan çok daha olasıdır her zaman.
Gençliğimde hemen hiç trafik yüzü görmeyen bir toprak yoldan ava gitmiştim ormanlık bir bölgede. Bütün gün oralardan iki üç taşıt ya geçer ya geçmezdi. Bir dostumdan ödünç aldığım arazi arabasıyla dere yatağından ormana daldım, avı bitirdikten sonra aynı yerden yola çıktım. Sağa sola bakmadan...
O anda hızla yoldan geçmekte olan bir cip haşat etti dörtçekerin önünü. Sürücüsüyle inceden inceye randevulaşsak dağ başında buluşmamız kolay olmazdı; ama çarpışmayı başardık o ıssızlıkta.
Daha önce Şeytan'ın varlığına inanmazdım. O gün içime kurt düştü. Düşman bir güç hınzırca "rastlantılarla" insanlara kazık atıyor galiba. Beethoven'in sağır olmasını başka nasıl açıklarsınız?
Yine öyle bir şeytani azizlikle karşılaştım bu hafta.

***
Lise çağına gelen oğlumun iğne deliklerinden geçilerek girilen TEVİTÖL'e kapak atışından söz etmiştim.
Yıllardır Süher ve Güher Pekinel hayranı. O etkiyle kendini piyanoya verdi. Evde bana canlı müzik dinletecek duruma da geldi.
Söz konusu okulda Pekinel kardeşlerin kurmuş oldukları ve koruyucu melekliğini sürdürdükleri bir müzik bölümü var. Orayı ilk ziyaretimde o mini konservatuvarın düzeyi bende de hayranlık uyandırmış ve oğlumun okul seçiminde (beş yıl yatılı okumaya ve her hafta sonu Gebze'ye gidip gelmeye razı oluşunda) önemli rol oynamış, çetin sınavlara hazırlanışına enerji katmıştı.
Pekinel'ler ders yılı başlarında yeni öğrenciler arasında seçim yaparak kimlerin müzik bölümüne gireceğine karar veriyorlar. Bugün okulda bir de o sırat köprüsünden geçiliyor.
Benim oğlanı geçen pazar akşamı götürüp bıraktık. Keyifli bir heyecan içindeydi. Ama ertesi gün kolu kanadı kırıktı telefonda. Mecaz değil, fiziksel bir kırıklık kurbanı olmuştu.
Biz ayrıldıktan sonra arkadaşlarıyla konuşurken elini bir kapının kenarına dayamış. Güçlü rüzgârın itişiyle birden kapanmış kapı. Sağ elinin orta parmağı kırık.
Cuma akşamı eve geldiğinde eli bileğine kadar alçı içindeydi. Bugün ikonu Pekinel kardeşlerin önünde piyano çalamayacak.
Şanssızlıklara uğrasanız da, Şeytan'la yolunuz önemli kavşaklarda kesişmiyorsa şükredin demem ondan.
***
Hayli zamandır yurt dışına çıktığım yok. Nedeni, "Göreceğimi gördüm" duygusuna kapılmış olmam. Dünya evden de izleniyor bütün ayrıntılarıyla. Artık uçak koltuğunda uzun saatler geçirmeyi göze alamıyorum.
Merak ettiğim tek ülke kalmıştı: Çin. En kalabalık ulus. Ekonomik büyümede biz ikinciyiz, o birinci. Başarılı ama acayip bir topluluk. Komünist geçinirken piyasa ekonomisi uygulayarak kapitalizm kalesi Amerika'nın başlıca alacaklısı kesilebiliyor.
Hiç Çinli sevgilim olmadı. O ulusun temsilcileriyle iki yerde karşılaştım. Üniversitelerde öğrencileri ve hocaları birinci sınıftı. Kore'de de askerleri müthiş savaşıyor, esir aldıklarımız Amerikan tümeninin subaylarınca sorgulamalarında ağızlarını açmıyorlardı.
Şimdi Çin'de beş günlük ITI-UNESCO Dünya Kongresi var. Türkiye ile de uğraşılacağının haberleri geldi. Ayrıca, ülkenin durumunu gözümle görmek, birkaç yöneticiyle açıkça konuşmak, sonuçları bir iki yazıyla buraya aktarmak istedim.
Siz bunu okurken on saatlik Pekin uçuşunda olacağım. Bir hafta yokum.
Şeytan'dan uzak durmaya bakın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA