Derler ki, dünyaya duygulanarak bakanlar için insan yaşantısı dramdır, düşünerek bakanlar için komedi.
Bendeniz elimden geldiğince düşünmeye çalışmaktayım. Onun için, kimi acı durumlar bile kara mizah gibi görünmeye başladı gözüme.
Geçen gün ne diyorduk? Tablo vahim ama ciddi değil. İki gündür ikiye katlandı o durum.
"Aydınlar" burun kıvırsalar da, siyaset uğraşların en şakaya gelmezidir. Ülkelerin rotası o haritada çizilir. Politika mekanizmasının sol bölümü ise teoride daha akıllıca, daha sorumlu, daha insancıl davranışlar gerektiren kesimdir.
Bizde o bölümün çivisi çıktı. Cılkı çıktı demek daha mı doğru? Cıvıdı, laçkalaştı, abuk sabukluk işportasına döndü gibi hayıflanmalar mı yakışıyor? Nasıl yakınacağını şaşırıyor insan.
Bu tablo karşısında tutarlı düşünmek de zorlaşıyor. Kafa dağınıklığı yüzünden zaman zaman kopuk kopuk yazılar yazarsam kusura bakmayın!

***
Kamuoyumuzda bir merak, bir merak... İhbar konusu suikast gerçek mi, uydurma mı?
Suikastın zekice planlananı da vardır, aptalca hazırlananı da. Uydurmanın akıllıca ve avanakçasının olduğu gibi.
Benim merakım başka:
Susturulmak istenen lider konuşamaz duruma getirilir. İki dizinden 750 bin dolara vurulunca devre dışına itilmez ki. Futbolcu mu bu?
Susmaz. Mağdur olur, sempati kazanır, daha çok konuşur. (Hıncal Uluç ustayı hayırlayın.)
Hem, niçin iki dizinden? Tek dizinden vurulup "iş" 375 bine bitirilse daha hesaplı olmaz mı?
Ve bu 750 bin sayısı nasıl bulunuyor? Niçin 500 bin ya da 1 milyon değil?
Zaten suikast rayicimiz bana biraz yüksek göründü. Açıkçası, ben kodesi göze almış bir tetikçi olsam, bu ihalede 100 bin gibi bir bedeli kabullenir, iki el sıkıp sıvışır, enselenmemeyi de herhalde kıvırırım. Ülkemiz gibi faili meçhuller cenneti yerde.

***
İhbarda adı geçen tetikçinin suç dosyası zengin: eşin ölümüne "sebebiyet", gardiyan yaralama, karşılıksız çek gibi çok sayıda sabıka. Ayrıca, dinlemeye takılan rüşvet pazarlıkları. Kaçak inşaat izni vermeyen yöneticileri tehdit. Sarıgül'e suikast hazırlığı vesaire.
Bu vatandaş Ağır Ceza'da tutuksuz yargılanmakta. Balbay tutuklu yargılanırken! Güler misiniz...?

***
Acemi senaristler olay dizisini düğüm eder demiştim ya. Seks kasetini kimin niçin çektiğini araştıran Sevilay Yükselir'in dünkü yazısını okurken gelin de gülmeyin:
"Bir tevatür daha var ki, akıllara ziyan! Güya bu kaseti, 2007 seçimleri öncesi, vekil sözünü alan ancak 'İleride ne olur, ne olmaz!' diye düşünen eski sekreter Nesrin Baytok kaydetmiş! Hani sonradan lazım olursa kullanmak üzere! Ve güya Baytok'un kişisel bilgisayarına kaydettiği bu görüntüleri bozulan bilgisayarında unuttuğu ve tamirciye verince de görüntülerin söz konusu tamirci tarafından şantaj amacıyla kullanıldığı, tamircinin epeyce bir para sızdırdığı ama bununla yetinmeyip, sonrasında biraz daha para kazanmak için Baykal muhaliflerine teslim ettiği ileri sürülüyor."
Akıllara ziyan sözü yetersiz. Akıllar Allah'a emanet!
***
Skandalzede lider kameralarla çevrili görüşme önerdi, vekil kalleşliğine onur patlaması dedi; kimse yadırgamadı. Ama işin içine porno olasılıkları karışınca millet ayağa kalktı.
Fransızlar seksle bozmuş kişilere "kafası bacaklarının arasında" derler. Ulusça öyle bir halimiz mi var?